Bu yazı için telefonumun kamerasına bakarken ne güzel bir hafta olmuş diye düşündüm.
İlk fotoğraftan başlayayım anlatmaya, bu kız bateri çalmayı öğrenmeye başladı. Sahiden:)) haftada bir gün sanırım pazar günleri olacak gibi duruyor bir stüdyoda bateri çalışıyoruz. Çok tatlı bir hocam var, ilk dersi dün yaptık aşırı beceriksiz hissettim ama çok yüreklendirdi. Bugünde davul pedim (sessiz davul) geldi ve ilk bagetlerim (umarım son olmazlar) Çok mutlu oldum evde de pratik yapabileceğim.
Hafta sonu Lösev' in gönüllü etkinliğine katıldık Bilge' yle. Kağıttan çiçekler yaptık pek güzel oldular:))

Sanırım uzun zamandır okuduğum en naif romandı
İsimsiz Kafe çok beğendim, dilinin duru ve sakin akıp gidişi ruhuma çok iyi geldi.

Sahiden minnacık tohumdan turp çıkacağını düşünmemiştim. Üst yapraklardan tutup yavaşça çekerken alttaki turpları görmek günün mutluluk sebebi olabilirmiş. Bu arada kayıp havuç tohumlarından birkaç tanesi kendini göstermeye başladı. Bu hafta iyice şımarıp bezelye tohumları da attım toprağa. Salatalıklar mucizevi bir şekilde coştu. Domateslere dadanan bir kemirgen ve topraktan gelen bir canavar otu var. kemirgen kızaran domatesleri ısırıp ısırıp bırakıyor. Ben de kızarmaya başlayacakların hepsini toplayıp balkonda kızarmalarını bekliyorum. İnsanların garip önerileri var. Sesli aletler filan yerleştirmekten, kapan kurmaya kadar. Hay allahım iki domates yiyeceğiz diye seçeneklere bakar mısınız? demek ki seneye kesinlikle yerden yükseltilmiş tarhlar hazırlayacağım. Canavar otlarına gelince Koca azimle ve bir köstebek edasıyla domateslerin diplerini eşeleyip epey bir çıkarttı ama bence köklere de zarar verdi, daha bir hayır gelir mi o fidelerden hiç bilmiyorum.

Bir de bu güzel gün batımını hediye olarak kabul ettik Efes'le. Günü batırıp eve dönerken belki Bilge' den biraz küçük bir genç kız yanımıza yaklaşıp "sizinle yürüyebilir miyim " diye sordu. Tabi yürüyebilirsin dedim, etrafıma baktım miyop astiğmatlı gözlerimle kimseyi seçemedim. İyi misin diye sordum pek konuşkan değildi, kafasını salladı iyiyim manasında. Evine de bırakabiliriz seni dedim. Sizle komşuyuz karşı apartmanda oturuyorum dedi.Tamam o zaman dedim sessizce yürüdük. Evin önünde iyi akşamlar diledik birbirimize, o karşıya geçti. Binaya girene kadar arkasından baktım. Lisede okurken evimiz okula çok uzaktı ve okul çok erken başlardı. Hava aydınlanmadan otobüse yetişmek için yola koyulurdum.İn cin top oynardı o vakitler hiç korktuğumu hatırlamıyorum. Başıma da tatsız bir şey gelmedi. Ne kadar güvenli zamanlarmış, resmen sevimsiz bir distopya oldu ortalık. Güvensizlik, korku, şiddet ne ararsan var. Memlekette kadın olmak, hayvan olmak, çocuk olmak, ağaç olmak bile zor...
İçinizi kararttım, neyse güzel bir hafta olsun. İyi bakın kendinize...
Hakikaten artık ağaç olmak bile zor :,(
YanıtlaSilBateri muhteşem, ben de çok istemiştim.. Nedense erteledim ve vazgeçtim.
Ya bence denemelisin aslında ben bas gitar çalmak istiyordum, bateri fikri biran da ortaya çıktı zor ama keyifli. Zor oluşu daha çok çalışmaya yönlendiriyor.Bir de neden olmasın☺
Sil