21 Ekim


Bir haftalık okumama perhizim nihayet sona erdi. Okumak eylemi benim için mecburiyete dönüşüyor mu? bazen, özellikle okuduğum kitabı sevmediysem. Artık kitapları yarım bırakabiliyorum ama kabul ediyorum bu benim için kolay bir eylem değil. Genel olarak okumak bir bağımlılık mı sorusuna iyi bir bağımlık diye sevimli bir cevap verebilirim. Sorunun doğru cevabının bu olmadığını biliyorum. Bağlanmak, bağ kurmak, sahiplenmek, hayatın ortasına oturtmak kavramlarını hep düşünmek lazım. Bazen hiç fark etmediğimiz, sevimli ve aşırı faydalı görünen alışkanlıklarımız da stres ve kaygı kaynağı olabiliyor. Bu yüzden denge mühim. Bu konuda düşünmeye ve çalışmaya devam. Ne hissediyorum sorusu önemli. Bunlar hislerim mi yoksa düşüncelerim mi sorusu daha da önemli.
Bu haftanın pratiklerinde harcadığın her kuruşu yazmak var. Kredi kartı ekstrelerim yetmiyormuş gibi:(

Neyse yasağım biter bitmez yarım kalan kitabımın başında aldım soluğu. G.K Chesterton' un Gurur Ağaçları kısacık bir novel ama bence boyundan çok büyük bir kitap. İngiltere kırsalında geçiyor,  gizemli bir kayboluşu çözmeye çalışan insanları izlerken, alt metinde batıl inançları, ahlaksal tutumu, akılla inanç arasındaki gelgitleri de görüyoruz. Yazıldığı döneme bakınca 1922' de yayınlanmış, çok çok iyi bir anlatı.
Böyle ilginç okumaları seviyorum.

Hafta sonu yine bahçedeydik. Şehirde bulamadığım sonbahar oralardaydı.Yol boyu ağaçların binbir rengini gördüm. Bosbordo diye bir renk bile uydurdum:) Van Gogh ' un oksit sarıyı niye çok kullandığını bir kez daha anladım. Daha büyük aydınlanmam ise sabah vakti gördüğüm ağaçların öğleden sonra, ışık azalınca sıradanlaştığıydı. Renkler soldu, tüm görkemleri uçtu gitti. Işık ne kadar mühim.Ne çok güzelliği ortaya çıkarıyor. 
 Benim minnak dokunuşlarımı beğenmeyen Koca, ağaçlara deli bir budama yaptı. Umarım ağaçlar bu durumdan memnun kalırlar. Şarjlı budama makası alacaktım, iyi ki almamışım dedim. Olsaydı okul traşına dönecekti. Çıkan dalları toparlama, yine haftalık salata malzemesi toplama , bolca buzluğa koyduğum dere otlarıyla birlikte döndük. Bahçe dönüşü akşamları, Efes dahil hepimiz bayılıyoruz. Uyku gibi değil, teslim olma gibi   garip bir  baygınlık haliyle gece nasıl geçiyor anlamıyorum.
 
Dün akşam erkek kardeşim geldi. Kısa kalacak, O bugün işlerini hallederken ben de doktora gideceğim. Astımımla ilgili kontrol zamanım geldi. Bakalım doktorum bana yine aferin diyecek mi? Kendimi iyi hissediyorum, alerji mevsimini de iyi idare ettim. Aslında ben kendime çoktan aferin dedim ama o da derse şahane olur:)

Keyifli bir hafta olsun....
 

 

Yorumlar