6 Ekim

Nasıl yoğun birkaç gündü. Cumartesi Lösev'in geleneksel Anıtkabir buluşması vardı. Sonrasında Anıttepe'de yemek ve eğlence düzenlendi. Öğleden sonra buluşma saatinden az erken gittim alana. Vakıftan kızlar karşıladı, hepsi çok tatlılar. Beni sucu yaptıla:)) Sponsor markanın standına gölgeye yerleştirdiler. Sular bitene kadar beş saat kadar su dağıtımına yardım ettim. Güzel insanlarla tanıştım. Bando takımıyla sohbet ettim. Sahne almadan önce prova yapan bateriye tempo tuttum. Hoşnutsuzlukları, eleştirileri dinledim. Bu süre boyunca genel olarak yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Ortak niyet ve birlikte çoğalan kalabalık gerçekten iyi hissettiriyor. 
Tüm hafta su kesintisiyle uğraştık. Bugün de akşam üzeri geleceğini duyurdular internet sitelerinde ama inandırıcı gelmiyor. Evde her şey her yerde. Ani gelişen bir arızaya ne kadar hazırlıksız, ne kadar organize olmaktan uzak olduklarını gördük. Suların kesilmesinden çok, bilgilendirmenin düzgün yapılmaması sinir bozucuydu. Sabahın köründe bahçe yolunda bulduk kendimizi. 
Son kalan fasülyeleri ve mısırları toplayıp, sırıklarını kaldırdım. Kökler komposa gitti. Bamyalar biraz daha çiçeklenmiş, niyetleri iyi ama olacaklarını sanmıyorum:(
Ve sonunda bir sürü tohumdan kafasını kaldıran birkaç havuçtan biri olgunlaşmıştı. Bir tavşan sevinciyle zıpladım bahçenin ortasında:)) Kış için viyollere diktiğim karnabahar ve brokoli tohumlarının büyük çoğunluğu başlarını kaldırdılar. Onlara yükseltilmiş tarh yapacağız. Malzemelere baktık, eksikleri tamamlarız umarım hafta sonuna kadar. Bu erkekler niye bu kadar tembel, rahat ve bir sürü bişiy bişey...

Akşam bir arkadaşımızın doğum günü kutlaması vardı. Stand-up gösterisine gitmek istedi. Allahtan gösteriyi ve yeri o seçmişti. Bir açık mikrofon gösterisine gittik. O kadar kötüydü ki, bu kadar güldüremeyen adam bir araya nasıl gelmiş inanamdım. Sonrasında kendimize gelelim diye biraz oturduk, sohbetimiz daha eğlenceli ve komikti. 

Bir gün önceden su kolilerininin bıraktığı üst kol ağrılarıma,  bitkileri sökerken eldiven takmadığım için avuç içlerimin sızlaması da eklendi. Bir de kötü komediden içim şişti. Eve geldim su yok, imdaaaaat diye çığlık atasım geldi. Allahtan uyku var, uykunun şifalı kollarına bıraktım kendimi. Sabah kalktım ellerimdeki , kollarımdaki ağrılar  geçmiş. Bir öpücük kondurdum sağ omzuma. Sular hala gelmemiş, ona da okkalı bir küfür ettim. Akşam üzeri gelecekmiş, ufaktan umutlandım.

İki gündür tek satır okuyamadım, dinleyemedim de. Bu haftaya yükledim yapmadıklarımı....

İyi bakın kendinize.
 

Yorumlar