BAHÇEDEN

Ankara' ya yağan yağmurdan tek memnun olan çileklerimiz diye düşünüyorum.

Serpilip çiçeklendi, hatta çileğe bile oturmaya başladılar.

Domateste ilk çiçeği gördüm bugün.

Çilekleri gidip gelip sevesim var.

Ama favorim bu bal kabakları. İlk çıkanlar bunlar, öyle komikki, bir gün önce yoktular, bir gün sonra fırladılar. Diğerlerinin de çıkmasını dört gözle bekliyorum.
Yağmurdan sonra bahçe baya otlanmış, Bilge' yle paçaları sıvayıp bir el atacağız. Biraz yer açıp hafta sonu yeni fideler alayım diyorum.
Bu aralar tuhaf rüyalar görüyorum. Bir yerlerde uykuda ruhun bedenden ayrılıp dolaştığını ve böylelikle rüyalar gördüğümüzü okumuştum. Benim ruhum aksiyon filmi setlerinde geziyor bolca. Tanımadığım yüzler, anlamsız bir kovalamaca, koştur babam koştur. Gözümü açıp odanın tanıdık dağınıklığını görmek nasıl mutlu ediyor beni:)))
Bilge dün aşağıda arka bahçede oynadı, kendinden büyük bir kızla.Kızın da annesi hiç sevmez beni, dükkan altında oturmaktan hoşnutsuzluğunu defalarca dile getirmişliği var. Bir ara geldi, "abla amcanın arabasına yanlışlıkla taş attı, amca da bize bir kızdı bir kızdı" diye anlattı, heyecanla. Kocayla ben şaşkın heran " komşunun camını indirdim "diye gelmesini bekledik:)) Artık kapalı mekanlarda tutamıyorum kızımı. "Arkadaş istiyorum beeeeen "diye basıyor feryadı, üstü başı kirlenmiş, yanakları kızarmış geliyor. Bilge bu halinden memnun, ben heran potansiyel suçlu birlieri olacakmış gibi etrafımızda dörtgöz, hatta ondört göz bakınmaktayım . Arada sesleniyorum "Bilge nerdesin " diye , bizimki elini beline koyup" ne sabırsız annesin, git dükkanda bekle beni"diye azarlıyor. Ben dudaklarımı büzüyorum, zamana isyan ediyorum:)))