Dünden bugüne...

Yazı yazarken en çok düşündüğüm kısmı başlığı, size de oluyor mu? Neyse bir ben değilimdir sanırım:)))
Dün upuzun bir gündü, çok işim vardı. Unutmayım, bir daha uğraşmayım diye evden çıkarken listemi cebime koydum. İlk iş bankaya uğramaktı, üç aydır götürmediğimiz kumbarayı götürdük. Bilge' nin hasılatı kötüydü, ben takviye ettim. Bu arada çok komik bir durum oldu. Güvenlik görevlisi beyle bozuk paraları saydıktan sonra bankoya geçtik. Kumbarayı görünce yüzü düşen ama iyi niyetli memur söylene söylene bir poşet dosya çıkardı, güvenlikçiye doğru uzatıp ağzını açtı. Güvenlikçi paraları dosyaya bıraktı ve gümmmm. Poşet yırtıldı, tüm bozuklukar yerlere saçıldı.Önce bir sessizlik, arkasından kahkahalar... Güvenlik kamerasının açısını felan hesaplamalar, "youtube koysak kaç tıklanma alırızlar" derken çıktık bankadan. Kızılay' a doğru yürümeye başladık. Yol üzerinde bir kaç mağazaya girdik çıktık. Deken bana çanta, Bilge'ye nota sehpası, Dost'tan kitap, dergi alıp koşa koşa sinemaya girdik. Uçaklar filminin ikincisi oynuyordu. Çok duygusaldı yahu uyuyamadım:) Güzeldi yani. Çıktığımızda açlıktan ölüyordum. Akman' da yemek yedikten sonra, yolumuzun üzerindeki çiçekçiden fotoğraftaki güzellikleri aldık, sonrası ev... ama ne yorulmuşuz. Bilge bir tarafa ben bir tarafa devrildim. Zaten bir önceki gün sporda gaza gelip kendimi zorlamışım, Pinokyo gibi yürüyorum hepsi birleşince bu sabah yataktan kendimi kazımak zorunda kaldım. Gözümü açar açmaz aklımdan "akşam spora gitmesem mi" düşüncesi geçti, kovaladım hemen. Kahvaltının ardından dolap düzeltme işine girdim.Bir ara kaybolacağım sandım. Dışarıda yağmur yağıyor, ufak ufak, sevdiğim gibi. Akşam yemeğini ayarlayıp ofise gitmeliyim, bir dolu işim var.Bulaşık makinesini de yerleştirsem ne iyi olacak... Bu arada Melida Tüzünoğlu' nun "Size Müthiş Bir Yemek Hazırladım" kitabına başladım, biraz daha okuyayım bahsederim. Hadi ben kaçtım...

Yorumlar

Yorum Gönder