Oradan buradan...

 İşlerimi rutine sokmayı başardım, gerçi hala söyleniyorum ama olsun..Geçen hafta izlediğim bir çok dizinin yeni sezonları gelmişti, zamanımın çoğu ekran başında geçti

The Rain bence uyduruk bir final yaptı. Cheapeake Shores sakinliği ve inanılmaz manzaralarıyla izlerken yine beni benden aldı. High Seas' ın sonuna sinir oldum ama İspanyolca düblaj ayrı bir keyif sanki...ve tabi ki Rita yine çok güzeldi.

Hamlet bitti, herkes öldü... Hayvan Resimleri devam ediyor, bir nevi damıtılmış okuma benim için. Gizemi Çözülmemiş Tarihi Olaylar kitabı merak duygusuyla, komplo teorisi kısmını tetikleyen, soluklanmalık bir okuma...

Bilge sosyal medyada kendi akranı çizerlerle takılıyor. Çaktırmadan yazışmalarına bakıyorum, çok tatlılar ve hepsi de ortak zevkleri paylaştıkları için mutlu görünüyorlar. İnanılmaz yetenekli çocuklar var ve Bilge' de sağlam bir yer edinmiş gibi görünüyor. Ve tabi sürekli çiziyor, paylaşıyor, çiziyor, çiziyor...

Bu arada Fransızca derslerine başladı. Zor ama keyifli diyor:)) 

İlk kombuçha denememi yaptım. Kombuçha probiyotik fermente çay demek. Bağışıklık sistemine çok katkısı olduğu söyleniyor. Asıl numara fermente için gereken anayı bulmaktaydı. Kefir mayamı da veren N. Abla imdadıma yetişti. Kocaman bir ana verdi. Bir hafta sonunda heyecanla kavanozu açarken üstteki ufak yavruyu gören Koca içmem ben bunu dedi:)) Kronik karın ağrısı çeken bir adam için büyük laflar etti:)) Tabi ki içti, hatta Bilge bile  onun için hazırladığım soğuk çay zannedip, içmiş:))

Dün tekrar uykuya yatırdım, şifa olsun dedim...

Kış hazırlıklarına başlamalı diyor iç sesim ama bedenim pazara gitmek istemiyor. Market domatesiyle, biberiyle nasıl olacak bu iş bilemiyorum...

Okulların ne zaman açılacağı, tüm Ankara sahillerdeyken artan hasta sayıları, zirvelerden zirve yapan döviz kurları, şiddet olayları... gün içinde kasılıp kalan diyaframıma ya da  iç çekmelerime hiç girmeyeyim. Bir de dünkü dersten omuz başlarım ağrıyor, acayip bir şey:)) 

Neyse...

İyi bakın kendinize...