24 Nisan




Bayram demek uzun süredir ya dinlenmek demek ya da çok yorulmak, onun dışında zaten keyifsiz bir dönem pek bir anlamı yok. Bu sene dinlenmek seçeneğini sessizce işaretleyip evimizde oturduk. Sabahları Efes' i Seğmenler Parkı' na götürüp, bir görünüp bir kaçan güneşe göre konumlanıp, öğleye doğru eve geldik. En büyük sorun ne pişirelim oldu, mutfak masasında toplanmanın dışında herkes kendi başına takıldı. Masamın karmaşıklığı bana kendimi iyi hissettirdi. Llosa' nın külliyatına devam ediyorum, bu yıl tüm kitaplarını okumam mucize olur. Bu kitapla birlikte aldığım Dünya Sonu Savaşı kitabı sekiz yüz küsur sayfa sayısıyla biraz gözümü korkuttu. Olsun ne yapalım.
Bu kitaba gelince kitaptaki kahramanların takma isimleri, ünvanları kafamı karıştırırken kitaptaki anlatım tarzı önce beni ürküttü. Zamanın ve mekanın sıklıkla yer değiştirmesi tüm dikkatinizi vermezseniz neredeyim ben sorusunu karşınıza çıkartıyor. Her bölümü bitirmeden kitaba ara vermeyince bir süre sonra bu tarza alışıyorsunuz. Sanırım bu farklı bir teknik ve ben ilk kez böyle bir kitap okuyorum ve inanılmaz merak ediyorum.
Yeni bir resme başladım, gün batımı düşündüm ve önce gökyüzüne açık sarı, ardından koyu sarı ve koyu sarıya katılmış kırmızının verdiği tatlı turuncu, ortada hafif beyaz güneş yerleştirdim . İlk kat kuruyunca,  gördüğüm çoğu gün batımına benzemediğini fark ettim ama olsun, ben görmedim diye olmadığı anlamına gelmez. Gün batımını ve denizi, hafiften dalgaları boyadım. Yan tarafa koyduğum sahilin rengini ve tek düzeliğini sevmedim. Suluboyanın izin verdiği ölçüde dağların rengine uygun irili ufaklı kayalar koydum. Altlarında çarpan, köpük köpük dalgalar, mavi deniz. Çok keyif verdi ama hiç güzel olmadı:)) Üstteki fotoğrafta  o yüzden azıcık  görünüyor:) Bir gün içime sinen gün batımlarını illa yapacağım, biliyorum...

 Bir dolu film ve dizi de izlemeye çalıştım, çoğunu yarıda bıraktım. Bu tembellik, bu seçicilik hoşuma gitti. Sabah Bilge Koca' yı okul var diyerek uyandırdı:)) Şermin Yaşar' ın Gelirken Ekmek Al kitabındaki öykülerden bir tanesini her sabah kahvaltı sofrasında dinliyoruz. Bizimkiler pek sevdi. Bilge bile kalkmadan öykünün sonunu dinliyor.
Efes'in keyfi yerinde, arada ufaktan idrarında kan görüyorum ama normalmiş bu, hala kristalleri atmaya devam ediyor, cevherli köpeğim benim.
Güzel bir hafta olsun.

Yorumlar

  1. Resim yapmak ve hayal gücü, ne hoş yetenekler. :)

    YanıtlaSil
  2. zarif bir dil daha büyük bir yetenek, teşekkürler Sevin Ablacım.

    YanıtlaSil
  3. Resmin tarifi bile harika olmuş eminim kendi daha da güzel olur :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder