26 Nisan

 Aynı yönetmenin (Lukas Dhont) iki filmini izledim. İkisi de ayrı acıttı içimi, ikisinden de çok etkilendim.
Close ergenliğinin başlarında iki erkek çocuğun yakın ve masumane dostluğunun okulla birlikte nasıl yara aldığını, parçalandığını izliyoruz. Suçluluk, pişmanlık ve duygu dolu bir filmdi.
Girl yönetmenin ilk filmi, bir taraftan cinsiyet değiştirme sürecini yaşayan Lara' nın , bir taraftan da bale tutkusuna sarılmasını oldukça dramatik olarak izliyoruz. 
Derin bir iç çekiş bıraktım filmin sonunda. 

Akşam üzeri yoga stüdyosuna gittim. Ders kalabalıktı,  vinyasa akışları ve güçlü duruşları olan bir dersti.  Çok yoruldum ama güzel bir dersti. Erkenden uyuya kalmışım, üstelik de deliksiz uyumuşum. Sabah mis gibi uyandım. Baktım ağrıyan, ben buradayım diyen bir yerim yok, daha da keyiflendim. Akşama Bilge' yle yapmak için aklımda kalanlarla ben de bir akış hazırladım, biraz daha hafiflettim, hazır yapıyorken zorlandım diye bırakmasın. Gördüğüm kadarıyla bu yaşlarda duruş bozukluğu, uykusuzluk ve sanki kabız olmuş surat ifadesi ortak sorunlar arasında. Yogayla Bilge' nin duruşu ve uykusu baya düzene girdi. Kabız olmuş suratı içinse zamana güveniyorum, elbet bir gün geçecek:)
 

Yorumlar

  1. Close filmini ben de çok sevmiştim. Çocuklar oyunucluk olarak şahane bir iş çıkartmışlar, hayran kaldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar yetenekliler değil mi? ben de hayranlıkla izledim.

      Sil

Yorum Gönder