04 Mayıs
Almanca Dersi uzun ve doyurucu bir okuma oldu. Dün akşam bitirdiğimde tam bunlar geçti aklımdan. Yazarın dili, kitabın konusu, savaş, Naziler, inanılmaz insanlar. Okuyun derim, etkileyici bir kitap.
Günlerdir yağmur yağıyor bu sabah da yağmurun dinmesini bekledik. İkinci bardak ıhlamuru içerken pırıl pırıl bir güneş çıktı. Toparlanıp Efes'le düştük yola. Yerler ıslak, Efes güdük bir golden olduğu için göbüşü ıslata ıslata dolaştık. Su birikintilerindeki yansımalar, yapraklardaki yağmurdan kalanlar ve iç titreten bir hava vardı. Parkta dolaştık o ara iki kedi gördük. sıkıca tuttum tasmasını. Geçen sabah ev için şebeke suyunu yüklediğimiz karta para aktarayım diye cihazın başına gittim. Kötü bir zamanlamayla Efes' le sabah yürüyüşüne denk getirmiştim. Yükleme yapılan cihaz büyükçe bir marketin önünde. Sabahtan elektrikli kepenkler açılırken Efes bir delirip havladı. O sırada gördüm sarı sarmanı. Sarmanın içinden bir anda bir Ninja çıktı ve havada uçarak Efes'in kafasına kondu. Başladı pençeleriyle kafasına vurmaya. Ben şok ağzımda sürekli aynı repilik (manyakmısıııın seeeen) kediyi yere atmayı başardım. Bu sefer dönüp bana saldırmaya başladı. O arada marketteki çalışanlar gelip, kediyi konuşarak ikna edip, bizden uzaklaştırdılar. Bir elimde kart, bir elimde Efes su falan almadan uzaklaştık. Allahtan pantolonum kalındı, yaralayamamış. Efes' i de hızlıca taradım onda da bir şey yok. Sonra aklıma geldi, kedi bana dalarken bu koca oğlan ne yapıyordu diye. Şerefsiz arkama saklandı:)) Tabi bir süre sonra hayatın gerçekleri düştü aklıma. Ya marketin kameraları çektiyse bizi, internete filan düşermişiz diye:)Yıllardır köpek sahibiyim ilk kez başıma geldi, şaka gibiydi. Kediler kesin uzaylı, bu dünyaya ait filan değiller. Kedi korkusu bir tek bende kaldı, bizimki yine kedi kovalıyor, olanları çoktan unuttu.
Günlerdir yağmur yağıyor bu sabah da yağmurun dinmesini bekledik. İkinci bardak ıhlamuru içerken pırıl pırıl bir güneş çıktı. Toparlanıp Efes'le düştük yola. Yerler ıslak, Efes güdük bir golden olduğu için göbüşü ıslata ıslata dolaştık. Su birikintilerindeki yansımalar, yapraklardaki yağmurdan kalanlar ve iç titreten bir hava vardı. Parkta dolaştık o ara iki kedi gördük. sıkıca tuttum tasmasını. Geçen sabah ev için şebeke suyunu yüklediğimiz karta para aktarayım diye cihazın başına gittim. Kötü bir zamanlamayla Efes' le sabah yürüyüşüne denk getirmiştim. Yükleme yapılan cihaz büyükçe bir marketin önünde. Sabahtan elektrikli kepenkler açılırken Efes bir delirip havladı. O sırada gördüm sarı sarmanı. Sarmanın içinden bir anda bir Ninja çıktı ve havada uçarak Efes'in kafasına kondu. Başladı pençeleriyle kafasına vurmaya. Ben şok ağzımda sürekli aynı repilik (manyakmısıııın seeeen) kediyi yere atmayı başardım. Bu sefer dönüp bana saldırmaya başladı. O arada marketteki çalışanlar gelip, kediyi konuşarak ikna edip, bizden uzaklaştırdılar. Bir elimde kart, bir elimde Efes su falan almadan uzaklaştık. Allahtan pantolonum kalındı, yaralayamamış. Efes' i de hızlıca taradım onda da bir şey yok. Sonra aklıma geldi, kedi bana dalarken bu koca oğlan ne yapıyordu diye. Şerefsiz arkama saklandı:)) Tabi bir süre sonra hayatın gerçekleri düştü aklıma. Ya marketin kameraları çektiyse bizi, internete filan düşermişiz diye:)Yıllardır köpek sahibiyim ilk kez başıma geldi, şaka gibiydi. Kediler kesin uzaylı, bu dünyaya ait filan değiller. Kedi korkusu bir tek bende kaldı, bizimki yine kedi kovalıyor, olanları çoktan unuttu.
Bugün resmen yayayım diyorum, bu hafta çok yoruldum. Yarın da dışarı çıkacağız. Bugün tembellik günü olsun...
Yorumlar
Yorum Gönder