19 Haziran

 

Tatil bu sefer pek iyi geldi. Tembelliği, okumalı, izlemeli, yogalı, pilatesli, qigonglu ve bol bol yürüyüşlü geçmekte. Koca ailesini görmeye üç günlüğüne gitti geldi. O gelince mutfaktaki curcunayla yemeli, içmeli kısımda eklendi:)) Ailede kilo kontrolü en iyi olan ama en çok yiyen ünvanını yıllardır koruyan, arada sinir eden , haksızlık bu dedirten, zerre spor yapmayan, o yiyor ben mi kiloları alıyorum cinsinden  saçma soruları aklınıza düşürenimizdir. Bir miktar gazla çalışır, ama sen bu yemeği şahane yapıyorsun güzellemesiyle bugünlük mutfak faslını kendisine devrettim. Kırk beş dakika kadar Zumba yaptım. Çok eğlendim, terime ter kattım. Duşun verdiği rahatlıkla Ayşe Başak Kaban' ın son kitabı "Çevrimiçi" nin son iki öyküsünü de okuyup tamamladım. Ayşe yine şahane öyküler yazmış. Okuyanı bol, yolu açık olsun. Aşkam yürüyüş saatimize 18:30 ' a çektik, belki de 19 olacak, serinlik anca düşüyor. Yürüyüş sonrası Konuşan Ağaçlar Parkı' na dar atıyoruz kendimiz. Çimlerin üstüne yayılıp biraz topraklanıp, biraz köpekleri çekiştirip, biraz da gıybete dalıyoruz. Dönerken herkesleri evlerine bırakıp (en uzakta biz oturuyoruz) Stroytel' den cinayet romanı dinleyerek eve dönüyorum. Efes' i paklama işi daha uzun sürüyor. Yıka kurula (kurutmuyorum artık) pisi pisi otu ayıkla, tüyleri tara, bezle ikimizde helak oluyoruz. Sonra tavuk gibi erken uyuyorsun diyolar, neden acaba:)) 

Bu bayramı sevmiyorum ama içinde bayram sevincini daima taşıyan insanları seviyorum. Onların bayramı her zaman kutlu olsun...

Yorumlar

  1. Bir gün daha geçmiş olsaydı, klasik "geçmiş bayramınız kutlu olsun" muhabbeti yapacaktım, olmadı. Yoksa oldu mu? ;)
    Öpüyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oyyy oldu tabi kutlu olsun mutlu olsun , ben de öpüyorum:)

      Sil

Yorum Gönder