14 Kasım


Son zamanlarda çok güzel kitaplar dinledim. Her boş vaktimi bu kitaplar doldurdu. 
Miras' ı dinlerken bu İsveç'liler de bize benziyor diye düşünmüştüm. Dört kardeşe eşit vaziyette bölüştürülmeyen, iki kız kardeşe daha cömert davranılan bir miras meselesi diye düşünürken bambaşka yerlere gitti kurgu. Çok etkileyici, çok dokunaklıydı.
Ne ara nerden duyup listeme eklemişim hatırlamıyorum ama uzun diye çok defa ötelediğimi biliyorum Kurtlar Ülkesi kitabını. Distopik bir roman, biraz ürkütücü de. Dinlerken keman yayı gibi de oldum bazı kısımlarında ama distopya seven tarafımı doyurdu.

Nermin Yıldırım' ın kitaplarını daha evvel niye okumadım diye hayıflandıktan sonra kitaplarını okuma listeme almıştım. Her kitap bambaşka bir dünya ama Unutma Dersleri daha başka bir dünya. Kendini tekrarlamayan yazarları seviyorum.O yüzden Nermin Yıldırım tam bir hazine.
Duman Otel hiç bir fikrim olmayan bir kitaptı. Yazarı da daha evvel okumamıştım. Ama kapağını görünce aklıma Zebercet' in düşmesiyle ve dinlerken geride hep varlığını hissettirmesiyle (bu tamamen benim hissiyatım, kitapta böyle bir şey yok) önceki hafta bahçede yaktığımız ateşin önünde bir yandan ısınmaya çalışıp, bir yandan söğüt dallarından kapı süsü yaparken dinledim. Okusam sıkılır, yarıda bırakabilirdim ama dinlemeyi sevdim.
Ben, Babam Ve Diğerleri de tabi ki sihirli "baba" kelimesinin etkisiyle, yazardan bir haber başladığım bir kitaptı. bu kitabıda okuyamayabilirdi. Önce çok uçuk geldi, tam dinlemekten vazgeçecekken kurgu bambaşka bir yere gitti. Bittiğinde bir garip oldum. İyi mi, kötü mü bilemedim ama ilginçti.



Bu saabah daha aymadan Efes'in dürtüklemesiyle bahçeye çıktık. O bahçeye ilk kez çıkıyormuş gibi sağı solu koklayıp işerken, bahçedeki kayısı ağacının ne kadar büyüyüp, sonbahar sarısına (oksit sarı mıydı)bürünüp bizim balkona doğru kocaman bir dalını uzattığını fark ettim. Nasıl güzel...
 Ön bahçe paşamı kesmeyince, bir de arka bahçeyi tahaf ettik. Eve gelice çıkmadan  mutfağın ortasına kıymetlisini bıraktığını fark ettim. Temizlik yapıldı, halı çamaşır makinasına yollandı, mahçup köpek zorla kahvaltı masasına getirildi, öyle acayip bir sabahtı. Şimdi gülümsüyorum ama gün yarılanmadan pilim bitti. Olsun, dinlenince geçer. 
İyi bakın kendinize...


Yorumlar