Günler geçerken

 Yaklaşık iki haftadır hastaneye gidip geliyoruz. Geçen hafta Koca" ben artık iyi göremiyorum" dediğinde gitmişken göz doktoruna göründü. Gizli hipermetropu varmış. Daimi gözlük kullanmaya başladı. Doktorla konuşurken "bu tür rahatsızlıklar genetiktir, çocuğunuzu da getirin" dediğinde, dün Bilge'yle gittik. Damlalı muayeneden sonra Bilge' de babadan çokça hipermetrop, benden de bir miktar astiğmat çıktı. Ona da gözlük verdi. Ailecek gözlüklendik. Bilge' nin kara gözlerine yapılan damlayla bir buçuk saatte göz bebekleri anca büyüdü. Bütün gün "göremiyorum " diye sızlandı. Sabah kalktığında bir şeyi kalmamıştı. Bugün gözlüklerini almaya gideceğiz. Kitap okurken, ders çalışırken kullanacak. Sabah hastanede başlayan burun akıntım, akşam üzeri tavan yaptı. Hemen alerji ilacımı aldım ama ne çare, burnum bir türlü durmadı. Bitki çayımı, kitabımı, müziğimi ve bolca mendilimi alıp konuçlandım.
Bir süre sonra da "Lizbon' a Gece Treni" ni izledim. Naslı güzel bir film. İnanın bayıldım. Kitabını da alacağım en kısa zamanda. O muhteşem cümleleri hayatım boyunca tekrar tekrar okuyacağımı biliyorum.
Bu sabah daha iyi uyandım. Aynada saçlarımdan fırlayan beyazlarımı görünce  Koca'yı tek başına fizik tedaviye gönderip, bebeyi okula bırakıp, kuaföre gittim. Saçlarımı boyatıp kestirdim. Hala sümüklüyüm ama kendimi daha iyi hissediyorum.

Yorumlar

  1. Geçmiş olsun! :(
    Lizbon'a Gece Treni geçen senenim en sevdiğim kitabıydı. Okudum, okuttum! :)
    Ben filmi Kitaptan sonra izlemiştim, kitaptan aldığım tadı daha çok sevdim, ancak film de iyiyidi.

    YanıtlaSil
  2. Geçmiş olsun canım:-)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder