Çok ev...


 Bugünlerde bana en iyi gelen yer ev. Ofisten eve koşarak geliyorum. Sanki evde daha derin, daha rahat nefes alıyorum.

Efes biraz keyifsizdi. Malum hava daha çok ısınmasa ve hatta kar yağsa da takvimler baharı gösteriyor. Etrafta kızgınlıkta dişi  görünce bizim oğlanın aklı başından gidiyor.
Abartıp yemeden içmeden kesildi. Allah' tan fazla uzatmadı. Yoksa ciddi ciddi kısırlaştırmayı düşünmeye başlamıştım. 

Mehmet Eroğlu' nun Meraklı Adamın On Günü' nü bitirdim. Keyifli ve güzeldi. İyi geldi. Ufak bir kitap listesi sipariş ettim. Çekirdek kahve ve el değirmeni de :)) uzun süredir market alışverişi dışında birşey almıyordum. Aslında atölyede elektrikli kahve değirmenleri var ama çok yer kaplıyor.Taze taze öğütüp, demlemeli...

Balkondaki çiçeklerle ilgilenmek istiyorum ama azıcık güneş bekliyorum sanki, biraz toprak, yeni sardunya fideleri...

Sabahları hızlıca gündeme bakıyorum, nasıl dipsiz bir kuyu. Seç seçebildiğin kadar, zorlanmadan kahrolacağın bir konu( kafiyeye gel)

Sanki zamanda asılı kalmış gibi hissediyorum, çok garip bir his bu. Sürekli boş boş tavana bakmak gibi.

Neyse uzatmayayım, gidip biraz kitap okuyayım...

Yorumlar

  1. Zamanın bir yerinde sıkıştık gibi! Dönmeyen çark içinde kaldık hissini yaşıyorum.
    Geçecek elbet. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geçecek değil mi Sevin Abla,bunu duymak, tekrarlamak iyi geliyor:)

      Sil

Yorum Gönder