01 Mart

Şubat ayı  bu sene, size de daha kısa geldi mi? Ayın çoğunu "çok soğuk "diyerek geçirdik. Bir akşam gezmesinde Efes' e bakarken burnunun aktığını fark ettim, gayriihtiyari elim kendi burnuma gitti ve evet benimkinin de aktığını ve bunu anlamadığımı fark ettim. Hava soğuk olsa da iki zümüklü uzun uzun gezdik. Tipiye yakalandık, bir ara sadece bizim üzerimize kar yağdığını zannettik:) Bu arada eksi üç derecenin filan sıcak olduğunu hiç bilmiyorduk, bugünlerde öğrendik. İki gündür sabah yürüyüşlerine tekrar başladık. Sabahın dinginliğini özlemişim. 

Judith Hermann'ın Birbirimize Her Şeyi Söyleyebilirdik kitabını bitirdim. Çok beğendim.  İkiye bölünmüş bir Berlin' de geçen sıra dışı çocukluk, iyilikle kötülük arasında sınırlarda gezen aile ilişkileri, uzun terapi seansları, dostluk ve anne olmak, pandemi ve daha pek çok şey anılarla önünüze konuyor bu kitapta. Okurken bir tek yazarın edebiyatını bilmemek eksik hissettirdi. Külliyatını bilsem daha anlamlı bir okuma olurdu belki dedim ve hemen diğer kitaplarını da sipariş ettim. Bu ayın kitap alışverişini de böylelikle bitirdiğimi düşünüyorum:)

Nesbo dinlemeye devam ediyorum, hala katili tahmin edemedim. Hafta sonu biter sanırım.

Jean-Paul Didierlaurent' ın Çatlak kitabını yarıladım. Doç.Dr.Zümra Atalay'ın Mindfulness Bilinçli Farkındalık kitabına da başladım. Sanırım bu konuyla ilgili okumaya doyamıyorum. 
Hafta sonu belki bahçeye gideriz, bazı planlar, hesaplamalar ölçmeler biçmeler lazım. Bu macera da ufaktan heyecanlandırıyor, bakalım...
Keyifli bir hafta sonu olsun...
 

Yorumlar