13 Kasım

Clair Keegan 'ı Emanet Çocuk kitabıyla tanımış ve tarzını sevmiştim. Böyle Küçük Şeyler de aynı şekilde etkileyiciydi. Küçücük bir kitaba, sıradan olaylara sığan duygu yoğunluğu hayranlık verici. Üstelik kitaba konu olan Magdelen Çamaşırhanesi, buradaki  kadın ve çocukların öldürülmesiyle ilgili korkunç rakamlar, bunun kilise ve devlet eliyle yapılmış olması dehşet verici. Kitap dopdolu, o kadar çok duyguyu barındırıyor ki, hissettirdiği hüzün yıpratıcı değil. Aile bağları, çocuklar, geçim derdi ve toplum...
Muriel Spark' la tanışma kitabım Sürücü Koltuğu oldu. Kitabı hiç sevmedim. Kahramanlardan hiç hoşlanmadım. Konusu bir garipti ama sanırım Spark bu duygular üzerinden kitap yazıyor, yani tarzı bu. her absürtlükteki alt metin etkileyici. Rahatsız edici tekrarların altında bir eleştiri var. Günümüz modern toplumu, sığ ilişkiler, samimiyetsizlikler, dayatmalar. Bir sonraki kitabını yoğun bir merak duygusuyla  okuyacağım. 

Sesli kitaplara gelince Adalet Ağaoğlu' nun Dar Zamanlar serisinin ikinci kitabı Bir Düğün Gecesi ni ve Vigdis Hjorth ' un Postane Günlükleri ni dinliyorum. Aslında ikisi de oldukça depresif. Birinden puflayıp, diğerine geçiyorum. Depresif demem yanlış anlaşılmasın, ikisini de merak ediyorum. Adalet Ağaoğlu döneminin çok ötesinde bir yazar. İnanılmaz geliyor yazdıkları. Hjorth ' a gelince sanırım bu dinlediğim üçüncü kitabı. İlk kitapta yoğun yaşanan aile ilişkileri bu kitapta en azından dinlediğim bölüme kadar yok. Kadın anlatıcının duyguları, yaşantısı üzerinde dolaşıyor kurgu. Aslında yavaştan hayatını ve kendisini sorguluyor gibi.

Akşam bateri dersine gittim. Birkaç derstir acayip keyif alıyorum. Çünkü çok çabuk kapıyorum ritimleri. Ellerim hemen uyum sağlıyor, artık kikle kavga etmiyorum filan derken dün patladım. Bir türlü bir ritim egzersizini oturtamadım. Kan ter içinde kaldım. Hocam başka bir egzersize geçelim dedi. Yok devam edelim dedim. O kadar yoruldum ki, sonunda pes ettim. Başka şeyler çaldık ve sonra ilk ritme geri döndük bu sefer oldu. İnatlaşmanın anlamı yokmuş aslında. Belki de geriye çekilip bakmak gerekiyormuş, resim yapmak gibi. Bu da böyle bir tecrübe oldu benim için. O kadar yorgun döndüm ki eve, hemen uyumuşum. Rüyadan rüyaya atlayarak acayip bir gece geçirdim. Yarım yamalak hatırlıyorum rüyalarımı. Çantamın içinde bulamadığım telefonum var mesela, bütün gece çantamı didikleyip, sonunda buldum. Ne sevindim, o ara uyandım. Karanlığa uyanma zamanları başladı artık. Hiç hoşlanmıyorum gözümü açtığımda gün ışığı olmamasını. Sabah sayfalarını yazarken yavaş yavaş aydınlanıyor hava. Sanatçının Yolu kitabının egzersizleri devam ediyor. 9. haftaya geldik, bu hafta görevleri zorlayıcı görünüyor. Kendini affetme listesi var mesela uzunca düşünmem lazım. Bu egzersizlerin faydalarını çok net görmeye başladım. Çok uzun zamandır yapmak istediğim ama bir türlü cesaret edemediğim bir işin ana taslağını çıkardım. Ayrıntılar üzerinde çalışacağım. Uzun süredir resim yapmıyordum, tekrar resim yapmaya başladım. Farkındalığım çok arttı, pek çok eşzamanlıkları  fark edebiliyorum. Bu da beni gülümsetiyor. İyi gidiyor yani.

Bilge vizelerle uğraşıyor, Efes tüm gün uyuyor . Kedi canı isteyince balkona geliyor yemeğini yiyip gidiyor. Koca sonunda geçici dişlerine kavuştu derken, bir kaç tanesi kırılınca tekrar ölçüler alındı ve hala dişsiz geziyor. 

İyi bakın kendinize...
 

Yorumlar