6 Kasım

Bu küçük hacimli Cortazar kitabını pazar gününden beri okuyorum. Cortazar çoğu zaman kelimelerinde kaybolduğum, bu kayboluştan genelde rahatsız olmadığım bir yazar. Seveni miyim, çok değil ama asla da kötü diyemem. Gözlemevi yazarın yetmişlerin başında Hindistan' a yaptığı bir gezi sırasında Jaipur Gözlemevi (arka kapakta Caipur diye yazılmış) ' inde çektiği siyah beyaz fotoğraflar eşliğinde yılan balığı metoforuyla aslına bir nevi durağanlığın içndeki döngüden bahsediyor. (anlatamadım sanki)  

Gözlemevinin görselini de ekledim. Hint sultanı Caipur matematiğe ve astronomiye çok meraklıymış. Elindeki kaynakların hatalı olması ve yeterince kaynak olmamasından ötürü "zaten sultanım tabiki kendi kaynağımı yaratırım " demiş olsa gerek. Bir de bu yetmedi diyerek beş tane kadar daha gözlemevi yaptırmış. Çok iyi değil mi?

Uzun süredir izleme listemde yer alan After Yang filmini izledim. 2021 yapımı konusuyla beni şaşırtan bu filmi sevdim. Bir öykü uyarlamasıymış  (Alexander Weinstein 'in Saying Goodbye to Yang öyküsünden uyarlanmış) Oldukça durağan ve fazla sessiz bir filmdi. Hatta mimiksiz. Sanırım böyle bir tarz var. Alışana kadar biraz rahatsız ediyor. Filmin konusuna gelince gelecekte geçiyor.Robot insanlar falan var, ayrıntılara  girmeyeyim ama kayıpları karşılama şeklimiz, yasın farklı hali ve en son kabullenişi anlatıyor diyebilirim. Hiçbir şeyin yok olmayacağı olgusu, yapay zeka hisseder mi sorusundan çok, insanların hisleriyle nasıl yaşadıkları, fark edişleri ve kayıplarla vedalaşmaları üzerine güzel bir film olmuş. İzleyin derim. 

Bu arada bir sokak kedisi bizi sahiplendi:) Sahiden, balkonu evi belledi. Camı aralık bırakıyoruz gece gelip uyuyor. Bizden hiç çekinmiyor. Balkona girip çıkışımız umrunda değil kütük gibi uyuyor. Mama ve su kabı koyduk. Kocanın oturduğu sandalyeye yerleşiyor misler gibi. Efes bu işten hiç memnun değil. Allah'tan varlığını çoğu zaman fark etmiyor.  Bilge Boni diyor, en çok Bilge' ye sevdiriyor kendisini. (yaş mama verdiği için bence) Koca Aspen diyor (ay bişiyim diyeceğim neyse) ben kediiii diyorum, Efes' se hırrr havvvvv diye sesleniyor. 

Sabah yine kıvrılmış yatarken ve bizi hiç umursamazken Koca'yla izledik bunu. Balkonu biraz düzenleyelim dedik. Sonra bu kadar güvenle yatışına şaşırdık. Belki pervasız bir salak, belki de sahiden bize güvendi. Önümüz kış havalar iyice soğuyacak. Bilge' nin de benim de ciddi kedi alerjimiz var. Efes kedilerden nefret ediyor. Eve alma şansımız olamayacak gibi. Balkona ısıtıcı koyabiliriz diye düşünüyorum. Öncelik bir veteriner ziyareti yapmak lazım. Aşıları filan. Hafta sonu bu konuyu netleştirmeli. Sevmek yetmiyor, bakım vermek yarım yamalak yapılmamalı. 

Kendinize iyi bakın...