27 Kasım
Küçük Şeylerin Felsefesi / Francesca Rigotti' nin kitabını e kitap olarak okudum. Kitabın adını okuyunca çok sevdiğim yazar Arundhati Roy' un Küçük Şeylerin Tanrısı aklıma gelmişti. Zaten bu kitabı okumaya başlayınca da hemen ilk sayfalarda Roy' la karşılaşıyorsunuz. Bildiğim biryerlerden okuma fikri zaten sempatikken kitap daha da bildik şeyleri ortaya koyuyor. Yani bir nevi büyük şeylerin dışında hayatı oluşturan küçük şeyleri fark ettiriyor. Bu arada kitabın sonununa doğru bir bölümde bu küçük şeyler üzerinden feminist bakış açısı ise şahane, sahiden hayran kaldım. küçük şeylerin, basit işlerin kadına ait sayılması durumundan falan bahsediyor. Çok haklı diyerek okuyorsunuz. Kitaplığımda kendimi kaybetmeden Küçük Şeylerin Tanrısı' nı bulup tekrar okumalı diye düşündüm.

Adalet Ağaoğlu' nun Dar Zamanlar üçlemesinin ikinci kitabı Bir Düğün Gecesi ni de dinleyip bitirdim. Kitabın sonlarına kadar ilk kitap daha iyiydi diye düşünmüştüm ama kitap bittiğinde ikisininde yerinin çok farklı olduğunu ve yazarın inanılmaz kalemini bir kez daha fark ettim. Hayranlığım perçinlendi.
Hava bugün pek sevimsiz. Erken kalktığımızı zannettik, pek öyle olmadığını saate bakınca fark ettik. Neyse kahvaltı yapıp Bilge' ile hastaneye gittik. Kuduz aşısının 2. dozunu oldu. Isırık izleri hızla iyileşiyor. Bilge bu hıza çok şaşırdı. Artık rahat da yürüyebiliyor. İlk günün şokuyla iyileşmesi çok uzun sürecek zannetmiş. Bugün işle ilgili bir sürü görüşme yapmam gerekiyor. Araya okumalarımı sıkıştırabilirsem çok iyi olacak. Olmazsa da canım sağolsun. Okuma hedefimi bu yıl yakalayacakmışım gibi görünüyor. Seksen kitap koymuştum hedefime. Yetmiş beşini okudum. Kocaman bir ay var önümde tamamlarım diye düşünüyorum...
iyi bakın kendinize...

Yorumlar
Yorum Gönder