25 Aralık
Bu ağacı saatlerce izleyebilirim. Usta bir sanatçının elinden çıkmış bir heykel gibi. Üstelik şu ahir ömrümde gördüğüm en büyük beyaz dut ağacı ve bir tek dut verdiğini görmedim. Tüm yaz kocaman gölgesi de güzel ama sonbahar da bayram yeri gibi. Fotoğrafı çektiğimde gövdesine yaslanmış süpürge ve kovayı görünce sonunda pes etmiş dedim. Bahçe katında oturan huysuz ihtiyardan bahsediyorum. Birkaç kez ağzına geleni saydı bahçenin önünden geçerken. Aynı apartmanda oturan Fox' var, kız golden ve Efes' ten büyük. En sevdiği şey sebepsiz havlamak.İri olduğu için sesi de kocaman çıkıyor. Bazen geldiğini fark etmezsem ve illaki dibimde havlarsa beni bile ayaklarımı yerden kesiyor, zıplatıyor havaya:)
Sahibi de huysuz ve dediğim dedik bir hanım. Fox' u tasmasız gezdiriyor, kim uyarırsa uyarsın umursamıyor. Sadece baş selamı veriyoruz birbirimize. Acaba huysuz ihtiyarla araları nasıl diye düşünürken heralde delideliyi görünce sopasını saklarmış mottosunda takılıyorlar diye düşündüm.

Dün ağacı bu halde buldum. Elinde bastonu budama işi için birilerini çağırmış, nakliye aracı filan. Söylenerek adamlara direktifler veriyordu. Yılın bu zamanında böyle derin bir budama yapılamayacağını bilmiyorlar mı? biliyorlar tabi. Adamlar alacağı paraya bakar. Bir ağacın ahı olur mu, umarım vardır. Baharda belki ufak tefek yeni sürgüler verir ama eski haline gelir mi? Bu dünya gücü yetenin güçsüzü, savunmasızı ezdiği bir yer. Sinirlerim bozuldu, bu ağacın yası da bana kaldı...

Ağacın yasını tutan yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilHuysuz kişi görkemli ağacın bu halinden memnun mudur acaba?