EVDE BİR GÜN

 Dün sabah "bugün evi temizlemeliyim" diyerek uyandım. Bilge'yi gaza getirdim. Önce saçlarımıza bandalarımızı taktık. O odasını toparlamaya başladı, ben geri kalan tüm evi. Çamaşır makinesinin sesi eşliğinde, süpürdüm, sildim sonra tekrar ve tekrar. Ev pür pak olunca "evi hamur kokusuyla doldurmalı" ( bu şey bir geldi mi bırakmıyor insanı) dedim. Kolları sıvadım, Bilge mutfak maceramda "çok yorulduğunu" söyleyerek beni yalnız bıraktı.
Önce hamur mayaladım, tam tahıllı buğday unundan küçük ekmekler yaptım. Sonra da ev ve ofis ahalisinin çok sevdiği kurabiyelerden.
Ev mis gibi koktu, ben yorgunluğumu biraz attım derken sevgili Koca aradı. " yarın otuz altı saatlik su kesintisi varmış "dedi. Zıpladım evde ne varsa suyla doldurdum. Eşi dostu aradım, onlarda tedbirini alsınlar diye. Nasıl bir kesintidir tam otuz altı  saat sormak isterim bunu yapan zihniyete. Bir evde ne kadar tedbirini alsan da bu kadar uzun süre su kesintisinin zorluğundan bir haberler mi acaba?

Yorumlar