Sevgili Pazartesi

Cuma sabahı müthiş bir kar yağışına uyandık. Bilge ' yi okula on beş dakika geç bırakabildik. Biz ofise dönene kadar kar yağışı yağmura döndü. Öğleden sonra güneş bile açtı. Hafta sonu da çok soğuktu. Cumartesi günü kurs çıkışı koşa koşa eve geldik desem yeridir. 

Komşum Totoro ve Küçük Cadı Kiki' yi izledik, ağzımız kulaklarımızda. Bilge kitaplığımdan Yerdeniz Öyküleri' nin altı kitabını ayırdı. Sıraya koyduk ve okumaya başladı, havalara uçtum. Umarım en az benim sevdiğim kadar sever...

Geçen hafta Dost' ta kaçak okuma yapınca bu kitabı almıştım. İlk Lawrence okumam, kitap güzeldi. Karısı kaçan papaz, papazın iki kızı, tutucu annesi ve iki kardeşi. Kızlardan birinin bir gün yakışıklı bir çingeneye rastlaması...

Cumartesi Bilge' yi beklerken başladım Kara Yarısı' na, dün bitti. Kısacık ama içinize oturan öyküler. 

Ayşe Kilimci' nin Ot Var, Çiçek Var, Sevdalığa Çare Var kitabına başladım. Yine bir başucu kitabı buldum. Bitkilerin faydaları üzerine nefis bir dille yazılmış, çizimlerse yanında bonusu oldu.

Cuma sabah ki yoga dersinde çok zor bir duruş yaptık. Birisi bu duruşu yapabilirsin dese, hadi canım oradan dedim. Kademeli olarak, ayağımı alnıma kadar getirebildim. Hatta ayağımı öptüm. ( duruşun bir adı vardır eminim ama ben sevinçten sormayı unutmuşum:)) Bu kadar kalçamın açılabileceğini, bu kadar esneyebileceğimi hiç düşünmemişim. Kendimi yaramaz bir çocuk gibi hissettim:)) Cumartesi beklediğimden daha az ağrım vardı. akşama o da geçti:)) 

Urs Widmer' in Babamın Kitabı' na da başladım. Yarın Bilge' yle Göksel Baktagir Konserine gideceğiz.   

Keyifli bir hafta diliyorum...