12 Haziran


 
Dün erkenden bir posta çamaşır yikama, kahvaltı, ortalığı toparlama faslından sonra Bilge' yle dışarıya çıktık. Sıkıntılı, oflamalı puflamalı alacaklarımızı alıp, griye dönen gökyüzünü görünce, acelece eve geldik. On dakika geçmedi yağmur başladı, ama ne yağmur. Yer gök birbirine girdi. Yemek yedikten sonra balkona çıktım, balkon su içinde. Koca camları düzgün kapatmamış. Suları çek, ıslanan yer örtülerini yıkamaya at derken yolda kalan arabaları gördüm . Biz dik bir yokuşun ortasındayız ve şiddetle aşağı dogru akan yağmur suyunun aktığı yerleri düşündüm, içim cız etti.

Dünden suda beklettiğim yapraklara iç hazırlayıp sardım. Yaprak sararken de Love Death Robots' un üçüncü sezonunu izledim . Bu sezon belki de havanında etkisiyle beni çok gerdi. Dizi bitti, yapraklar bitti, yağmur durdu  Efes' i çıkartma vakti geldi. Parka gittik. Vidanjörleri gördük saatlerce çalıştilar. Pek çok binanın otoparklarını su basmış. Köpekler koşturup oynadilar. Açik renk olanlar daha fenaymış gibi görünse de, hepsi çamurlara bulandı. Eve gelince Efes' i güzelce yıkadım 

Yediler Teknesi' ne hafta içi başladım. Pek ilerleyememiştim. Konu baştan garip bir hal aldı, fantastik edebiyat severim ama nasıl yani derken buldum kendimi. Bıraksam mı derken , merak ettiğimi fark ettim.  Sayfalar ilerlerken santur çalan adamın bölümü geldi. Santurun ne olduğunu hiç bilmiyordum. Santur eşliğinde okumaya devam ettim. Son elli sayfası kaldı. Hala nasıl bitecek bir fikrim yok. İlginç bir okuma oluyor.

Bugün de yağış uyarısı var. Kalkıp bir kahve demleyeyim...


Yorumlar

  1. Ben de şimdi kahvemi içtim, biraz blogları okuyayım dedim. Ankara
    sel haberlerini gördük tvden. Ne kadar çok yağmur yağmış öyle. Bugün bizde de
    azar azar yağdı, hava mis gbi şu an.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder