1 Şubat

Flaubert'in Papağanı' nı okumaya devam ediyorum, bu arada Madam Bovary' i dinlemeye başlamıştım, hafta sonu bitirdim. Kitabın sonunu Bilge'yle birlikte dinledik, klasiklerden, zamanın değişiminden, yazarın kaleminden derken uzunca bir sohbet ettik. Bir ergeni olan beni çok iyi anlar, kıymetli bir zamandı.
Uzun bir aradan sonra Şinasi Sahnesi' nde Aşık Veysel oyununu izlemeye gittik. Ses düzeni maalesef kötüydü ama tiyatroda olmak güzeldi. 

Okuma zevkine güvendiğim insanların genelde kitap tavsiyelerini not alıyorum. İyimser Babanın Kızı nı kim tavsiye etmişti diye, kitap bittikten sonra uzun uzun düşündüm. Geçmişle bir hesaplaşma gibi, ama kötü kalpli ikici eş karakteri o kadar sevimsizdi ki, kitabı sırf bu yüzden sevmedim diyebilirim.
Bu hafta film izlerim diyordum, malum  Oscar adayları  açıklandı, listemi yaptım ama haftayı yarılamama rağmen henüz başına oturamadım. 
Akşama yine tiyatroya gidiyoruz. Neredeyse unutuyordum bilet aldığımı. Tarihi görünce hatırladım. 
Dün sabah bembeyaz bir örtüye uyandık. Öğlene kadar kar eridi, akşam ufak ufak yağıyordu, sabah yağan azıcık kar buza ve ayaza çekmiş. Efes' i gezdirirken karınca adımlarıyla yürüdüm, kayıp düşmeyeyim diye. Ağız burun ısıran bir hava var dışarıda. 
Kalıp bir kahve demleyeyim...


 

Yorumlar