BONCUK KAPLAMA


Tahta boncukların üzerini kum boncuklarla kapladım. Bu işlemi "tuğlalama" denilen yöntemle yaptım. Gerçi daha bitmedi. Misinaya yerleştirilip, uçları takılacak. Oldukça zahmetli bir işlem. Bir daha ki denememde daha canlı renkler kullanmayı düşünüyorum. Taşınma telaşı bir taraftan sürerken, dün bunu tamamladım, paylaşayım dedim. Dün Serap' ın öldüğünü duyduğumda, herkes gibi benim de içim sızladı. Gencecik bir yürek, yakıldı ve öldürüldü. İnsanın insana ettiğini gerçekten başka hiç bir canlı kendi türüne etmiyor sanırım. Sözlerin, kelimelerin bittiği yer oldu kafamın içi. Bilge' yi alıp eve geldik. Ofisteki oyuncaklarını da toplayıp getirmiştik. Yemeğin ardından odasında oyuncakları yerleştirdik. Küçük çam ağacını çıkardık, keyifle süsledik. Bir de renk renk yanan ışıkları dolayıp etrafına, fişini takınca prize; değmeyin Bilge ' nin keyfine oldu. O kadar sevindi ki. Tıpkı o renkli ışıklar gibi, parladı gözleri. "Çocukları mutlu etmek ne kadar kolay" dedim kocaya. Mutsuz etmek daha da kolay belki. Ağacımızı süslerken yeni bir yılın umut ve barış getirmesini diledik. Erkenden uyuya kaldım. Sabaha karşı uyandım. Bilge 'nin odasına girdim, renkli ışıkların fişini çektim. Televizyonu açtım. Sabah haberleri Serap' ın ölümünden bahsediyordu, bir de 7 şehitten. Seyrettim, seyrederken gözlerim doldu... Yüreğine ateş düşen aileleri düşündüm, içim burkuldu... Bir şeyler yapılması gerek, birileri çözüm bulmalı...
p.s: iki gündür fark ettim yazmadığımı fark ettim :)

Yorumlar