KIŞ VE BİZ...



Fotoğraftaki kolyemi geçen sene yapmıştım. Çok beğenerek kullanıyorum. Aslında bir kaç tane daha bu modelden, farklı renklerde yapmak istiyorum. Şu taşınma işi bitsin, ciddi anlamda bir "Suluhan" yapmam gerekiyor. Malzeme stoğum ciddi anlamda renk sıkıntısı yaşıyor şuanda. Akşam elimde ki kitabı bitirdim. Sağolsun koca Bilge' yle bitirdi ve ben kesintisiz bir 200 sayfa okudum herhalde. İyi oldu ama, elimde bir kitabın uzun süre kalması beni çok rahatsız ediyor. Özellikle roman tarzı kurgusal bir kitap okuyorsam 3 gün, hadi bilemedin 1 hafta olmalı bitirme sürem. Yoksa kopuyorum konudan ve hevesim kaçıyor. Hafta başından beri içimdeki tüm evham ve telaş duygularım el ele verip beni sarmaladılar. Pazartesi tüm malzemelerimi, alet edavatlarımı kutulara doldurup, yan binaya değilde başka bir semte taşınıyormuş havası yarattığım için, boş boş oturuyorum. Dün artık dayanamadım kutulardan biraz malzeme çıkarttım. Kum boncuklarla oyalandım. Bu arada Hollandada ki teyzemi görmeye giden kuzenimle Msn de yazıştık. Konumuz ordaki insanların tereddütsüz çocuklarına grip aşısı yaptırmalrıydı. Uzun uzadıya irdeledikten sonra iki sonuç çıkarttım. Birincisi acaba aynı aşımı yapılıyor orda da? İkincisi elin Avrupalısı Türkiye' de ki gibi garip ve tutarsız bir ortam görmediği, komplo teorilerine alışık olmadığı için endişelenmiyor olabilirdi. Tabi bir de sağlık sektöründe kim vurduya gitmek gibi bir durumun orda olmayışı, bizde ise hiç şaşırmadığımız bir durum olması var. Nihayetinde ben ve koca hala aşı yaptırmayı düşünmüyoruz. Geldiğimden beri gözüm dışarıya takılıyor. Karşıdaki dükkanın camındaki "bayan eleman aranıyor" yazısı inmiş. Dışarıda genç bir kız kapalı kapının dışında saatlerdir bekliyor. Dükkan sahibi gelmemiş, dışarısı buz gibi. Alıp geldim ofise, sıcak birer kahve içiyoruz şimdi. Ne diyeyim arık bu insanoğluna...

p.s: gene başlıkla alaksı olmadı yazdıklarımın, kızı görünce kafam dağıldı:))

Yorumlar