30 Mart

Sabah kahvaltı faslının ardından kek yaptım. Bilge kokusuna mutfağa geldi. Yardım edeyim mi dedi. Kek zaten fırında, neyse pislik yapmayayım çocuğa diye gerek yok dedim.

Efes' in balkonda deli gibi gav gavladığını duyunca koştum. Dışarıda sokak köpekleri, beş altı taneler. Bu havlayınca oldukları yerde kalakalmışlar. Bizimki yırtıyor kendini, yeni sildiğim balkon camlarına tükürüklü tükürüklü havlıyor. Bir kızmışım , tırstı içeri kaçtı, sokak köpekleri biraz da bana bakıp, yollarına devam ettiler:))

Yoga hocam mesaj attı, programı denedik. Ekranda görünce nasıl sevindim, sanki bin yıl olmuş...

Evi süpürdüm, çiçekleri suladım. Toz almaya ve paspas yapmaya üşendim.

Mehmet Eroğlu' un Kötü Adamın On Gününe başladım.Tam heyecanlı heyecanlı okuyorum, yine dışarıdan sesler geliyor.
Balkona çıktım, sokağın karşısındaki binaya yan binadan eşya taşıyorlardı. Eşya taşıyanlara binadakiler tartışıyor. Konuyu anlamadım ama o ara sardunyalarımın diplerini bir güzel kabarttım, havalandırım.

Başladığım resmi tamamladım.

Mayaladığım kefiri süzdüm.
 Bilge' ye zorla yeşil mercimek yemeği yedirdim. ( yemezse kekten vermeyeceğimi söyledim)

Akşam oldu Efes' i dışarı çıkarttık, yürüdüm durdum. Beşbin adımı zor bela tamamladım.

Haberlerin ardından Crip Camp belgeselini izledik. Amerika' da engelli yasasını çıkartmak için verilen mücadelenin anlatıldığı bir belgesel. İzleyin derim...



Yorumlar

  1. Bugün ben de azıcık youtube açıp biraz hareket yapayım diyorum ama öğlene kadar ilhamımın kaçma ihtimali çok yüksek :)))

    YanıtlaSil
  2. Evde köpek olması dışarı çıkmayı mecbur kılıyordur sanırım:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu mecburiyet iyi ki var, akşamları gezdirme saatini iple çekiyorum.

      Sil
  3. Rüşvet ve tehdit ile yemek yedirme durumunun son demlerindesin, Sevdacığım. Yakında "ne yersen ye!" durumuna terfi edeceksiniz, tahminimce. Daha sonra yeniden düzgün beslenme haline geçiliyor, neyse ki. :))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder