Cuma

 Sonunda cuma gününün gelmiş olması benim için günün mutluluk sebebi oldu. Sabah erkenden uyandım, yukarıdaki minnoşa başlamıştım, onu bitirdim. Azıcık kafası küçük olmuş, olur o kadar diyeyim:)Bu hafta bir şey yapamadım diye hayıflanırken iyi geldi. 

Ofis koşturması, ev koşturması, yemek telaşı derken kafam sepet gibi yoga dersine gittim. Havanın sıcak olmasıyla birlikte yorucu bir ders oldu. Ders sonunda hocam kafan çok dolu, işi çok düşünmesen  mi falan filan dedi. Zihnimin  henüz pause tuşunu bulamadım. Bu tarz konuşmalar da zaten sahici gelmiyor. Ders iyi geldi, beden yorgunluğu her zaman zihni sakinleştiriyor. Bunu biliyorum. Eğitmen eğitimi mevzusu açıldı, sessizce aradan çekilme niyetindeyim ama konuşmaya biraz zorla dahil oldum. Gelecek planlarımda eğitmen olma isteği yok. İnsanlarla böyle bir ilişki içinde olmak istemiyorum. Sanki uzun süre yoga yapmanın sonu eğitmen olmakmış gibi. Vah sana, tüh sana yaptılar( insanlardan bıkmışım yazık banaymış) . Allah'tan hocam beni iyi tanıyor, zaten o da bu konuşmanın dışında kalmaya çalışıyordu, kibarca konuyu kapattı.

Bilge' yle eve gelirken kağıt helva aldık. ( dondurmasız) parkta oturup sohbet ederken yedik. Yogadan sonra pek iyi geliyor:)Eve geldik, Bilge' nın bilgisayarında biraz işim vardı,oturdum kalkamadım:) Koca' yla Efes' de geldi. Gain' de Güzel Şeyler diye bir programa denk geldik. Kısa kısa bir sürü bölüm izledik. Uçan Dedektif' in Çeşme bölümüyle gün bitti, çok güzeldi.

Bilge' yle soğuk kahve içtik. Bizim çocukların demleyip şişeledikleri bir ürünü almıştım. Sade hiç içemiyordum, süt koyup köpürtünce güzel oldu. Bilge' de sevdi. Bugün demleyip beklemeye koymalı...