29 Ağustos


İki gündür erken uyuyor, her zamanki gibi erken uyanıyorum. Çok uyanarak da olsa, ortalama yedi saat uyuyorum, çok şükür. Sabah altıda Efes' in antibiyotiğini verdikten sonra, kalkıp kahvaltı masasını hazırlıyorum. Bilge' nin okulu iki hafta yarım gün olacakmış, yemek de iki hafta sonra verilmeye başlanacağı için , yanına bir şeyler hazırlıyorum. Yediye doğru çıkıyoruz Efes'le, yaklaşık iki kilometre yürüyoruz, eve dönüşümüz sekizi buluyor. Koca kalkmış çayı demlemiş, yumurtaları pişirmiş. Efes' in ayaklarını yıkayıp, kurulayıp kahvaltıya oturuyoruz. Hedefimizi tutturuyoruz sekiz buçukta arabadayız Bilge' yi okula bırakıp biz de ofise geçiyoruz. Banka işim var, sabahtan onları halledip, öğlen eve yürüyorum. Kulağımda yine Ahmet Ümit' in Nevzat Başkomiser hikayelerinden Kavim yolda bitiyor. İstanbul Hatırası na başlıyorum. Eve girmeden sokağın dış kapda geldiğimi fark ediyor bizimki:) Gav gavlayarak karşılıyor beni. Bu zaman için aldığım bir ödül çubuğunu veriyorum kuyruk sallayarak Bilge' nin odasına geçiyor. Ben de hemen duşa giriyorum, su ne güzel bir şey:)

Evde yalnız kaldığına bozulmamış, seviniyorum. Aldıklarımı yerleştirip, Bilge' nin yolda olduğunu öğrenince mutfağa geçiyorum. Yemek hazırlarken Bilge' de geliyor, bir posta da ona gavgavlıyor. Yemek bulaşık faslından sonra kendimi yatağa atıyorum biraz dinlenip, kitap okuyayım diyorum, iş bölüyor düşündüğümden az okuyorum ama dinleniyorum. Akşam üzeri oluyor Efes' i çıkartıyoruz, parkta S.' yle buluşuyoruz. S. komik bir kız, Onun da dört ayaklı bir Jack Russell' ı var Queen. Pek atarlı, itlik söz konusu olduğunda insan köpek ayırt etmeden hırt diye ısırıyor. Bilge' ye bayılıyor, görür görmez şap şap yalıyor. Arada bana da yükseliyor ama Bilge yanımızda ise beni unutuyor:)
Park çoluk çombalak dolunca, yürüyüş güzergahındaki diğer parka yürüdük. S. ve Queen hızlı hızlı yürüyorlar, tur üstüne tur bindirecekler bize. Efes' se gayet aheste  dur şoorda da bir ayakta bir oy var onu da koklayayım, dur bir de işeyim, emin olamadım, bir daha koklayayım havasında. Biz yanlarına vardığımızda çokça labrador az biraz kırma bir köpeği Bilge yatırmış seviyordu. Sabahları karşılaşıyoruz bu köpekle, yaklaşık on bir aylık olduğunu tahmin ediyorlar.  Beş aylıkken sokakta bulmuşlar, arka ayaklarından biri kırık ve yanlış kaynamış vaziyette. Tedavi ettirip, sahiplendiririz diye düşünmüşler zira evde on iki kedi varmış. Tedavisi başarılı olmuş ama sahiplendirememişler, alışmışlar da . Onca kediden sonra köpek farklı geliyor sanırım. Bu sefer yanında eşi de var. Pek çok soru soruyor köpeklerle ilgili. S.' nin yüzü düşüyor, ben sabırla cevap veriyorum. Sonra tanışma faslı başlıyor herkes birbirine adını söylüyor, köpeğin ismini de o ara duyuyorum. (aklımda kalmadı bu arada) S. benim gibi ilk kez duyduğu ismin anlamını soruyor. Adam gururla Hitit mitolojisinde deniz tanrısı diyor. Aklımda  kalmayan isimi düşünürken , Hititliler bozkırlı değil miydi, denizi nerede görmüşler diye geçirdim. Onlardan ayrıldıktan sonra bizimkileri yokladım, onların da aklında kalmamış köpeğin ismi:)) S. dalga geçti aman ablam az oradan az buradan gibi bir şeydi :)) az evvel nette gezindim ama hiç tanıdık gelmedi önüme çıkanlar. Bir daha görünce çaktırmadan yazayım bir kenara. Ama köpeğe de helal olsun ismini öğrenmiş ya, o da ayrı bir mevzu...

Yorumlar

  1. Bak şimdi olana! Köpeğin adı olan tanrı adını ben de merak ettim. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nursen Abla' nın dedigi gibi Aruna' ymış:) gerçi biraz farklı telaffuz ediyorlardı ama keson bilgi:)

      Sil
  2. Merak edip baktım Aruna imiş deniz tanrısı ama pek akıldı kalmayacak bir şey değil, başka bir adı daha var sanırım...

    YanıtlaSil
  3. Vicdan denen bir olgu var. İşte biz de sokakta gördüğümüz kedileri özellikle doğru veterinere tedaviye, sitedekileri de. hepsine yuva bulduk, patisi incinen, boynundan ısırılan, hatta ampüte edileni bile , İzmir'den sahiplenen oldu götürdük.
    Ama Titrek Atimize bir türlü yuva bulamadık. Spastik oğlumuz. hiç bir eksiği de yok, fazlası var. Azer bülbül gibi kafası sallanıyor. Yazacaktım hikayesini taslaklarda duruyor. Gırgırcı oğlan, heyecanlı ve yakışıklı oğlan. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iyi ki vicdan var, yaz tabi hikayesini, biz de okuyalım, iyi bir yuvası olsun inşallah.

      Sil

Yorum Gönder