11 Eylül


 Hava birden soğudu, şikayet etmiyorum. Sabah Efes' i gezdirirken mont giymeye başladım. Ufak ufak uzun kollu giysileri bazanın altından çıkartıyoruz. Efes' le yaklaşık bir aydır yeni rotamızda yürüyoruz. Bu rotada dört ayaklı yeni dostlar edindik. Denk gelirsek birlikte ufak bir sürü halinde dolaşıyoruz. Kimse yoksa genelde kulaklığım takılı mutlaka roman dinliyor oluyorum. Pencereler ve balkon kapıları yavaş yavaş kapanmaya başladı. Balkon saksıları da boşalıyor, yaz sıcağından boşalan saksıların çoğunda renkli rüzgar gülleri var. Çocuklu evler sanırım, çocuklar sever rüzgar güllerini, o yaşta daha romantik oluyorlar sanırım. Yürüyüş yolumuzun sonunda, devasa ağaçlarla çevirili bir park var. Geçen sabah rüzgara birlikte ağaçlar resmen konuşuyordu. Parkın ortasında durup gözlerimi kapattım. Bir süre dinledim, yaprakları, rüzgarı, şehri. Sonra biraz ürktüm, ürkmüş olmama şaşırdım. Mevsim dönümleri garip duygulara zemin hazırlıyor diyerek bu bahsi kapatayım.


Ursula' nın Denizyolu nu bitirdim. Hiç Ursula okuyormuşum gibi gelmedi, öykülerin geçtiği deniz kenarındaki kasaba dışında aklımda pek bir şey kalmadı. 
Kırlangıç Çığlığı, Kayıp Aranıyor, Körler Ülkesi, Ya Bir Gün Kavanoz Kapakları Biterse? Yaza Yolculuk sesli eşlik ettiler bana. 
Stanislaw Lem' in Gerçekbilim Kongresi ni okuyorum. Yarına biter sanırım. Lem' in distopyasını hep sevmişimdir. Bu kitabı da sevdim. 
Güzel Bir Sabah filmini izlemeyi erteleyip durmuştum, çok üzüleceğimi düşünerek. Bu düşüncenin saçma olduğuna karar verip izledim filmi. İyi ki izlemişim, güzel bir filmdi ve evet üzüldüm:)

Dün yoga yaptım, uzun uzun. Planlamadan geçtim matın başına, güneşi selamladım ilk on dakika, kaslarım ısındı, bu zamanlar için hazırladığım ama hiç açmadığım çalma listesini açtım. Ufak ufak müziğin de ritmine bırakarak asanadan asanaya geçtim (cümleye bak sen :) Sonra yavaş yavaş yokladım, karga duruşu duruyor, oh çok şükür, köprü de duruyor mu evet duruyor, baş duruşuyla noktaladım. Aslında bu yoklama hali egomun eşlik ettiği saçma bir durum biliyorum. Bu hali de sevmiyorum, yoga demek bu değil biliyorum. Bu kıvama nasıl geldim . Bir keresinde rüyamda bir türlü baş duruşu yapamadığımı görüp uyanmıştım ve sabaha karşı hiç ısınmadan baş duruşu yapıp oh deyip yatıp uyumuştum. Tam bir saçmalık, hayatımdaki hiç bir şey böyle kasmamalı. 
Çok yürüdüğüm için sağ ayak bileğimde garip bir ağrı vardı, o bölgeyi güçlendirici hareketleri de günlük rutinime ekledim. Ağrım baya hafifledi. 

Güzel bir hafta olsun hepimiz için....

Yorumlar

  1. Aynı filmi sevip etkilenmişiz. dün gece yönetmenin diğer filmini seyrettim bak onu da tavsiye ederim. Gelecek Günler'di sanırım adı. zaten Bergman Adasını da çok sevmiştim.
    Tam eylül havası başladı bizde de. Gün ortası çok sıcak oluyor ama sabah veakşam saatleri serin oluyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. adsızçıkmış benim oysa ki :)

      Sil
    2. not ettim filmi, izlerim. İyi ne varsa paylaşmak lazım bu vakitlerde tutunmak için sevgiler....

      Sil
  2. bu seneki sıcaklığı yaşadıktan sonra asla ve asla kıştan şikayet etmemeye yemin ettim. Sabahları yeni ofisimizde ben de piyano konçertosu açıyorum spotifydan . müzikle başlıyorum güne, güneşi karşılama şeklim de bu benim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder