15 Nisan


 Dün dilimde uyku sözcüğünü mırıldanarak uyumuşken gece iki buçukta uyandım. Efes' in hafiften ishali vardı, o hafiflik kısmını aşmış. Koridordaki yolluğa bırakmış. Sabah yıkarım diye doldurduğum çamaşır makinesini boşaltıp, yolluğu koydum yıkamaya. Efes' e de ilaç vereyim dedim, ilacı bit kadar. Kafasını çevirince ilacı boğazına kadar koyamadım. Yuttu mu yoksa bir ihtimal tüylerinin arasına mı karıştı emin olamadım. Bir gözüm açık, biri kapalı yıkanan yolluğu geri serdim. Çabucak kuruyor. Döndüm tekrar yatağa. Uykumun arasında aniden uyandırıldım. Uyandıranın Bilge olduğunu anlayana kadar acayip korktum. Paşam Bilge' nin odasındaki halıyı da ziyaret etmiş. Dejavu, her şey sil baştan. Kevgire dönen bir uyku. Sabah ev halkının yavaşlatılmış hareketleriyle kahvaltı hazırlarken, gözüme bakan Efes' kaptığım gibi dışarı çıkarttım. Zamanlamam şahaneydi, iki kez de dışarıya kakasını yaptı. Eve geldik, temizledim, bezledim gözümün önünden ayırmıyorum. Nihayetinde kaka nöbetindeyiz.

Evin şebeke suyu kartlı,  karta para yüklediğimiz cihazları teker teker kaldırdılar. Pazar günü Koca' ya dedim, yükleme yapmak lazım, hallederiz dedi. Gece bir de su bitti, yedek kontürü yükledim. Baktım Bilge' ye paslamış bu işi, halleder canım ne olacak dedi:( ah bu erkek rahatlığı...

Herkes gidice kıvrılayım oğlanın yanına, azıcık uyuyayım dedim, yok olmadı. Uykum almış başını gitmiş. Büyük bir ihtimalle öğlen qigong dersinden sonra patlarım gibime geliyor.

Mario Vargas LLosa ölmüş, çok üzüldüm. Geçen yıl külliyatını tamamlamak istemiştim ama bu yıla kalmıştı. Kocaman 856 sayfalık Dünya Sonu Savaşı okunacaklar listemin başına geçti.




 


Yorumlar