BİRAZ KİTAP, BİRAZ MÜZİK, BİRAZ FİLM
"Pinhan" Elif Şafak' ın ilk romanı.1998 Mevlan Büyük Ödülü' nü almış. Masal tadında,ayrı bir dünya açtı okurken bana. Bazı yerleri su gibi geçerken bazı yerleri ve özellikle ayrıntılar boğdu beni. Genel anlamda güzeldi.
Köye giderken süt almak için durudğumuz bir markette süt bulamayıp Gülse Birsel' in "Yazlık" kitabını aldım. Yolda bitti zaten. Her zamanki Gülse Birsel tadı vardı, komikti ama çok komik değildi(!) ama yolumu doldurdu:))
Nette bulabildiğim tek kapak buydu. Uğur Özakıncı' nın "Siyah" kitabı, gerçekten etkileyiciydi. Birbiriyle bağlantılı hikayeler ve özellikle şiirler beni çok etkiledi. Son dönemlerde okuduğum en iyi kitaptı diyebilirim.
Cem Yılmaz' ı Sevgili Kocam ve ben çok severiz. Bifo(Borusan İstanbul Filoarmoni Orkestrası) ile birlikte yardım amaçlı verdikleri konser dvdsine bayıldık. Espirilere gülerken, klasik müzikle kulaklarımız bayram etti.
"Soraya' yı Taşlamak" filmi, malesef gerçek hayattan aktarılmış korkunç bir konuyu anlatıyor. Şimdilerde İslam rejimine pek bir özenen milletimize oturtup izlettirmeli. Tipler öyle bildik ki, konu deseniz yine öyle, dine sığınıp yapılansa en korkuncu.
"Morning Glory"filmini almamın en büyük sebebi Harrison Ford' un oyuncular arasında olmasıydı. Romantik komedi tarzında, güzel ve hoş bir filmdi.
Dün yine her zamanki gibi işi astık:)) Güya evde dinlenmeyi ve güzel vakit geçirmeyi planlıyordum. Ama sevgili kızımın apartmandaki tüm çocukları eve toplamasına ve akşama kadar onlara sinir olmama engel olamadım. Dün ilk kez ceza konusunu konuştuk. Daha doğrusu ben konuştum o ağladı. Çocuklardan biri oyuncağını Bilge' den "benim olsun" diye istemiş, ardından da oyuncağı bir güzel parçalayıp odanın ortasına atıp gitmişti. Üstelik odası savaş alanı gibiydi." Odanı topla" diyince itiraz etmeden güzelce topladı. Bizim aldığımız oyuncakları arkadaşlarına keyfi verdiği ve onlarında paramparça ettikleri için bir ay ona oyuncak almama cezası verdiğimi söyledim. "Ben ceza almak istemiyorum" diye uzun süre ağladı. Sonra "cezamı kaldırmak için birşey yapabilir miyim "diye sordu. Kıyamadım akşam itirazsız yatma sözü karşılığında cezasını kaldırdım.Biliyorum kararlı olmalıyım ama kıyamadım, bakalım arkadaşlarına tutumu nasıl olacak? Off anne olmak ne kadar zor...
Köye giderken süt almak için durudğumuz bir markette süt bulamayıp Gülse Birsel' in "Yazlık" kitabını aldım. Yolda bitti zaten. Her zamanki Gülse Birsel tadı vardı, komikti ama çok komik değildi(!) ama yolumu doldurdu:))
Nette bulabildiğim tek kapak buydu. Uğur Özakıncı' nın "Siyah" kitabı, gerçekten etkileyiciydi. Birbiriyle bağlantılı hikayeler ve özellikle şiirler beni çok etkiledi. Son dönemlerde okuduğum en iyi kitaptı diyebilirim.
Cem Yılmaz' ı Sevgili Kocam ve ben çok severiz. Bifo(Borusan İstanbul Filoarmoni Orkestrası) ile birlikte yardım amaçlı verdikleri konser dvdsine bayıldık. Espirilere gülerken, klasik müzikle kulaklarımız bayram etti.
"Soraya' yı Taşlamak" filmi, malesef gerçek hayattan aktarılmış korkunç bir konuyu anlatıyor. Şimdilerde İslam rejimine pek bir özenen milletimize oturtup izlettirmeli. Tipler öyle bildik ki, konu deseniz yine öyle, dine sığınıp yapılansa en korkuncu.
"Morning Glory"filmini almamın en büyük sebebi Harrison Ford' un oyuncular arasında olmasıydı. Romantik komedi tarzında, güzel ve hoş bir filmdi.
Dün yine her zamanki gibi işi astık:)) Güya evde dinlenmeyi ve güzel vakit geçirmeyi planlıyordum. Ama sevgili kızımın apartmandaki tüm çocukları eve toplamasına ve akşama kadar onlara sinir olmama engel olamadım. Dün ilk kez ceza konusunu konuştuk. Daha doğrusu ben konuştum o ağladı. Çocuklardan biri oyuncağını Bilge' den "benim olsun" diye istemiş, ardından da oyuncağı bir güzel parçalayıp odanın ortasına atıp gitmişti. Üstelik odası savaş alanı gibiydi." Odanı topla" diyince itiraz etmeden güzelce topladı. Bizim aldığımız oyuncakları arkadaşlarına keyfi verdiği ve onlarında paramparça ettikleri için bir ay ona oyuncak almama cezası verdiğimi söyledim. "Ben ceza almak istemiyorum" diye uzun süre ağladı. Sonra "cezamı kaldırmak için birşey yapabilir miyim "diye sordu. Kıyamadım akşam itirazsız yatma sözü karşılığında cezasını kaldırdım.Biliyorum kararlı olmalıyım ama kıyamadım, bakalım arkadaşlarına tutumu nasıl olacak? Off anne olmak ne kadar zor...
Cem Yılmazın aynı DVD sini biz de hafta sonu izledik ve bayıldık eşimle. Ve ne mutlu okumaya tam gaz devam imrendim.
YanıtlaSilHii kuzum benim. Hiç kıyamam onun ağlamasına. Odasını da toplamış. Bence affet sen onu.
YanıtlaSilNe güzel eğlenceli şeyler yapmışsınız yine. Ben araçta kitap okuyamıyorum. Yol fobim var. Midem çok bulanıyor ve baş ağrısı yapıyor. Bilmiyorum neden Cem Yılmaz'ın standuplarını bile izlemedim. Onu izlerken keyif almıyorum (Ata Demirer de dahil) bu bi seçim tabii ki de. Ama oğlum ve eşim bayılıyorlar izlemeye. Bu aralar kitap açısından kendimden memnunum, işyerinde işler biraz hafifledi. Orada da artık kitap okuyabiliyorum. İşte böyle kucak dolusu sevgiler. Öptüm sizi.
YanıtlaSilkitaplar değil de mizik ve filmler daha çok ilgimi çekti.
YanıtlaSilaslında evet istikrarlı olmalıyız. aynı gün kaldırmasaydın keşke dicem ama ben dayanabilir miydim ki acaba? vallahi anne olmak saçlarımdaki akları çoğaltıyor :)
Bi kere Bilge kırmamış ki oyuncağını annesi.. Bence şöyle diyebilirsin oyuncağını verirken arkadaşına tembih et kırmasın diye,sonra kırarsa da yapacak bir şey yok,kırmasını istemediklerini de verme.
YanıtlaSilCem Yılmaz ı her gördüğümde hamileliğim geliyor aklıma ...Yatmam gerektiği zamanlarda her gün izlerdim :))
YanıtlaSilCezası hafifmiş :) Ama mesajı almış annesi...
Oyuncak kıran çocukları anlamıyorum ...Oyun çocuğu yaşındakiler kırabnilir ama dört yaş üzeri biraz daha farklı amaçla kırıyor olmalı :(((
Ebrucuğum çok güzeldi değil mi?
YanıtlaSilUmurcuğum ben de kıyamıyorum yaaa
YanıtlaSilDilekciğim benim kızkardeşete senin gibi satır okuyamaz yolda ondan biliyorum ama iş yerinde okuyabilmen ne güzel, bol okumalı günler diliyorum
YanıtlaSilNilhan çok haklısın ama gözyaşlarına dayanamadım:((
YanıtlaSilAsortikciğim benim kızdığım oyuncağını başka bir arkadaşına hibe ediyor. Ardından o velet bin parçaya ayırıyor. Üstelik de Bilge' den büyük. Çocuğun kötü niyetini anlasın istedim ama anladığından şüpheliyim:(( Oynarken beni odasında istemiyor ve ben müdahale edersem gözlerini kısıp "çok kötüsüüün " diyor. ayyy şiştim yani, bu arkadaş konularında ne yapacağım bilmiyorum
YanıtlaSilİçimizdeki karnaval, velet 6 yaşında, bizim kızı çok güzel kafalıyor. Yalnız yaşları 4-6 yaş arası bu bebeler beni psikopata çevirdi, kendimden utansam mı, normaldir deyip geçsem mi anlayamadım:))
YanıtlaSil