Perşembe

Bu aralar Efes yakalayanın elinde kalıyor ya da totosunda ya da ayak ucunda:)) Çocuğu ısıtıcı olarak kullanıyoruz. Tam kıvrılıyor yatıyor, bi bakıyorum Bilge yanına uzanmış ayaklarını ısıtıyor:)) Gerçi şikayetçi görünmüyor...

Bu aralar yine pek bir şeylere yetişemiyorum. Ev aldı başını gidiyor, yakalamak lazım...

Saı günü yogaya gittik. Ben en kötüsü matımın üstünde kıvrılır, dersin ahengini bozmam diye derse başladım, sonunda kadar tüm hareketleri yaptım ve çok şükür bir sıkıntım kalmadı. Gerçi ilaçta kullandım ama yoga da bence iyi geldi.Çok iyi hissettim.

Bilge' nin malum sınav senesi. Neredeyse tüm arkadaşları okul sonrası dershaneye gidiyor ve bezmiş bir halde dolaşıyorlar. Sabah 8:30 ' da okul başlıyor 15:05 ' e kadar sürüyor. Sonrası bir de bu koşturmayı eklemeyelim dedik. Birlikte çalışıyoruz, tıkandığımız yerde özel derslerle takviye ederiz diye düşündük. Şimdilik iyi gidiyor.

Veli toplantısı fena değildi. Sınıf öğretmeni sınavla ilgili neredeyse bizim gibi düşünüyor. Çocukları çok zorlamayın dedi. Ama velilerdeki hırsı görmelisiniz, sanki hepsi dahi doğurmuş havasında.Neyse uzatmayayım.

B ilge bir kitap sitesinden yüklüce bir sipariş vermiş. Yurtiçi kargoyala gelecek diye mesaj geldi, oh iyi ne güzel derken aynı gün üç mesaj geldi. Siparişiniz yola çıktı, siparişiniz teslim edilecek bla bla . Akşam sekize kadar çocuklar ofisteydi. Gelen giden olmamış, sabah beklenen mesaj siparişiniz teslim edilemedi. Kan beynime sıçradı, yaklaşık son beş siparişimi bu şekilde şubeden gidip alıyorum. O kadar da pis bir yerdeki arabayı koyacak yer yok, işlek bir trafiğin ortasında. Hem niye ben kapımdan alamıyorum değil mi canım? Aradım hemen bant kaydı çıktı çalışma saatlerimiz 09:00/18:00 diyor kibar bir kadın.(karşımda olsa kavga da edilmez bununla  diye düşünüyor insan) Saatim 08:59. Sabırla 09:02' de aradım, telefona çıkan adama açtım ağzımı yumdum gözümü. O da dinledi garibim. Bugün yollayayım, kaça kadar açıksınız  dedi. sakın ha ben gelir alırım dedim. Öğlen gittim Bilge' nin ilkokulda hiç sevmediği bir kız vardı, onun ağbeyi. Temiz yüzlü bir çocuk bana gülümsüyor. Sabah sana mı kaydım? dedim, evet abla dedi. Utandım vallahi, ama çabuk toparladım. Haksız mıyım dedim, tabi ki haklısın dedi... ama dellenmesem iyiydi yahu...

Dün sabah az erken çıktık Bilge' yi okula bırakmak için. İlerlemeyen trafikte tüylerimiz diken diken ( Efes bile kirpiye dönmüştü abartmıyorum valahi) ilk dersin ortasında ancak okula varabildik.( okulla ev araı 5 km.) Kulağımda öğretmenin toplantıdaki sesi, çocuklarınızı zamanında okula yollayın. Olur canım getirelim de trafiği ne yapacağız. Bizim ki geç kağıdıyla, idari ceza almış. Görevlinin çayına şeker atıp, çocukların okunmayan yazılarını deşifre etmişler. Tek tesellisi onunla birlikte beş kişi daha varmış geç kalan:))İkinci derse girmiş. ( gerçi iyi olmuş seviniyordu geç kaldım, ilk ders kaynadı diye)

Bu sabah daha da erken çıktık, sanırım görevlilerle birlikte Bilge okulu açtı. O kadar çabuk geldik ki...Neyse buna da takılmayacağım...

Stefan Themerson/ Sardalyanın Gizemi kitabına başladık. Çok ilginç bir kitap, meraktan ölüyorum, nasıl ilerleyip , nasıl sonuçlanacak diye...

Efes sabah gezmesinde kaka için bir oturdu allahım nasıl bir şey, bu gözlerim yerinden oynadı. Bir poşetle nefesimi tutarak zor toparladım. Ne yedin oğlum, gizli gizli bir şeyler mi yuttun derken, karşıdaki yaşlı amca bize bakıp  suratını buruşturdu...Gülümsedim kocaman, günaydın dedim bağıra bağıra, arkasını döndü gitti:)...

Hava bildiğin pastırma yazı, at kendini dışarı diye bağırıyor. Çok işim var ama, hem kitabı bitireyim...

iyi bakın kendinize...

Yorumlar