03 Aralık



"Yavaşlamak" ne güzel bir kelime. Çocukluk ve gençlikte hor görülürken, olgunluk çağında takdir toplayan bir davranış şekli. Lakin çok zor... O kadar koşuşturmanın arasında zamanın geçip gittiğini kimse hatırlatmıyor. Zihnin olgunluğuna bayılırken, yaşlanan beden insanları korkutuyor. Zaman makinesi özlemi, yaşlanan zihni yanına alıp, genç bedene dönme isteği çok anlaşılır. Yavaşlamak belki kabullenmeyi kolaylaştırır... 
Aklını sevdiğin kadar, bedenini de sevmeye ihtiyacın var.
Zihnin yaşlanması olgunlaşmak olarak görülüyor, kimse zihnim yaşlandı demiyor.
Aynaya bakmak...
Aynada kendi gözlerinin ta içine bakmak...
Tanıdık bir pırıltı yakalamak...
Bunları neden yazdım aslında pek bilmiyorum, yarım saatlik bir sosyal medya gezintisinden sonra döküldü parmaklarımın ucundan bu satırlar. İnsanlar ne yaparsa yapsın şaşırmayacağım derken bir şekilde tanıdığım birilerine rastlayıp hayretle "niye böyle yapıyor ki" derken buluyorum kendimi.

Sonra kızıyorum kendime "sana ne "diyorum "evet üzücü ama seni ilgilendirmez"

" kendine dön, kendine odaklan ve yavaşla"


 

Yorumlar