09 Aralık

Bu sabah herkesten önce uyandım, evdeki görünmez düğme çalışmadı ve ev ahalisi uyanmadı. Yaklaşık on gündür düzenli meditasyon yapıyorum. Önyargım çoktan kırıldı, meditasyona oturmak hala görevmiş gibi geliyor. Zihnimin kıpırtıları, düşüncelerimin el ele tutuşup bir yerlere gidişi, benim onları toplayıp geri getirişim, bu da nereden çıktı demeyi artık bir tarafa bırakışım, nefesimi tüm vücudumda hissetmek benim için farklı bir tecrübe. 
Bu hafta yıl sonu olmasıyla birlikte iş gerçekten çok yoğundu. Diğerlerinin telaşı siz ne kadar sakin kalmaya çalışsanız da, girdabına sizi de çekiyor. Yine de bulduğum her fırsatı değerlendirmeye çalıştım.
Bu hafta okuyup bitirebildiğim tek kitap Uysal Kız uzun zamandır Dostoyevski okumak iyi geldi. Öykü olarak mı yoksa novel olarak mı geçiyor emin değilim ama her satır gözümün önünde canlandı ve son sahne bir süre öylece kaldı.
Diğer okumalarıma gelince Ev Erkeğinin Yolu Bilge' yle çok sevdiğimiz bir manga serisi. Animesi de var ama önce okumayı seviyoruz. Eski bir Yakuza olan Ölümsüz Ejder Taççan' ın mesleği bırakıp evlenerek ev erkeği oluşunu keyifle izliyoruz. 
Tek Bir Gül Muriel Barbery' nin sanırım son kitabı. Fuarda görünce heyecanla aldım. Aslında bir yas hikayesi gibi, daha bitmedi ama Kirpinin Zarafeti kitabındaki hissi yakalayamadım.
Nefes aslında başucu kitabım. James Nestor' un kendi sağlık sorunlarını çözmek için çıktığı bir arayış. Onun kadar olmasa da nefes benim için de  son yıllarda alerji sorunuyla hayatımın merkezinde, hayat kalitemi çok etkileyen bir durum. Şimdi okudukça ve öğrendikçe bu konuyla ilgili düzenli pratiklere ihtiyacım olduğunu görüyorum. Ufak ufak iyi dönüşlerini de kendimde görüyorum.

 Son bir kaç gündür hava yağmurlu, uzun sonbahara veda ediyoruz. Bozkıra hakim olan oksit sarı, kahverengi yavaştan griliğe doğru gidiyor. Eskiden yağmuru hiç sevmezdim. Özellikle köpek sahipleri için sinir bozucu oluyor. Sahiden it gibi ıslanmak deyiminin hakkını veriyorsunuz. Çok uzun yürüyememek de cabası. Dün sabah Efes çok yürümek istemedi, kakasını yaptı eve yöneldi. Hadi azıcık daha yürüyelim desem de eve erken döndük.  Akşam yerler ıslaktı, yağmur çok sonra ve ufak ufak eşlik etti bize. Baya yürüdük ve yine parkta bankına oturup etrafa baktı. Ben de sessizce bekledim yanında. Bir ara göz göze geldik, gidelim mi deyince indi banktan. Ayaklarını yıkamak için banyoya girdik. Yağmurluğu olmasına rağmen baya çamurlanmıştı, ayaklarıyla ve göbüşünün altını yıkamakla çözülecek gibi değildi. Bebek şampuanının bebek kokusu ve suyun sıcaklığıyla uzun uzun yıkadım. En son çıkarken silkelenip o da beni yıkadı:) Havlularla kuruttum, saç kurutma makinesinden hoşlanmadığı için. Havluları çamaşır makinesine koydum, en kısa program yeterli. Bir de ödül kemiği verdim değmeyin keyfine. 

Bilge' de okuldan çok erken gelmişti. Okuldan arayıp karnı ağrıyor yollayalım mı dediklerinde tabi ki yollayın dedim. Kalkıp bir çorba pişirdim. Gelmeden aradığında sesinin tonundan iyi olduğunu anladım.
Eve geldi, bir sürü bahane sıraladı; gece uyuyamamıştım, kahvaltıyı da az yapınca midem çok kötü oldu falan filan anlattı. Yemek istemedi azıcık Efes'i sevip gitti yattı. Bir kaç saat uyudu, kalktığında yüzü daha yumuşak duruyordu. Konuşmaya başladı çok sıkıldım okulda boğulacak gibi oldum ve orada kalmak istemedim dedi. Bunu üzerine konuştuk, kötü hissettiği bir ortamda kalmak istememesinin ve bir şekilde kendini oradan kurtarmasının iyi bir şey olduğunu söyledim. Kötü hissetmesinin sebeplerini konuştuk, ödevlerini yetiştiremediğini, arkadaşlarının da okula gelmediğini esprili bir dille anlattı. Güldük birlikte, Efes'le tepiştiler bir süre. Çorbayı içti, oh iyi geldi dedi.  Sınav konusundan nefret ediyorum ama ta başında karışmama kararı aldım. Okuldaki öğretmenlerine de bunu söyledim bu Bilge' nin sorunu ve tercihi. Bu saatten sonra ders çalış diye çocuğu kemirecek değilim. Endişelenmiyor muyum tabi ki endişeleniyorum ama bunu ona yansıtmamaya çalışıyorum. Bir de benim endişemin yükünü çocuğa yüklemeyeceğim. 

Güzel bir hafta sonu olsun....

Yorumlar

  1. Düzenden ve süreklilikten yana bir annenin yazısı bu sabahın ilk yazısı oldu. Büyük bir keyifle, düşünerek, geçmişe yolculuklar yaparak okudum.
    Meditasyon bir zamanlar uyguladığım ama ne yazık devam ettiremediğim bir etkinlik. Meditasyonu dünyaya yayan hoca- Maharashi Mahesh Yogİ' den mantralarımızı almıştık. Üniversite son sınıf öğrencisiydim. Yazınızı okuyunca tekrar başlamak geçti içimden.
    Bilge'yi anlıyorum, severek, içtenlikle, inanarak yürütülen her çalışma sonuçta başarıya ulaştırıyor. Uzun ama çetrefilli bir yol.
    Başarılar diliyorum.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında rutinin güvenli sığınağında saklanmak istemiyorum çünkü bu bazen iyi gelmiyor, yeni güzel alışkanlıklar edinmek istiyorum bu da düzen ve devamlılık istiyor. Güzel dilekleriniz için teşekkürler, sevgiler

      Sil
    2. yorumum adsız olarak kaydolmuş:))

      Sil
  2. Sevdacığım,
    Efes ile yaptığınız yürüyüşlere gezilerinize bayılıyorum, keyifle okuyorum.
    Bu defa bonus olarak Efes'in banyosu da vardı, çok tatlı. <3
    Bilge'nin okul ve ödevleri konusundaki düşüncelerine katılıyorum, çoğu kez çocuklara karışmamayı başaramıyoruz ya olsun, hayat boyu devam ediyor bu durum, denemeye devam etmeli. :)

    YanıtlaSil
  3. Sevin Ablacığım teşekkür ederim, bu aralar en sevdiğim şeylerin başında Efes'le yürüyüşlerimiz geliyor. Bugün veli toplantısı vardı, hırslı ve kocaman egolu insanları görünce kendimi pamuklara sarasım geldi:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumumu adsız olarak yayınlamışım:)) nasıl başardım hiç bilmiyorum

      Sil

Yorum Gönder