27 Aralık

Pazartesi  gün boyu dokuz doğurduktan sonra akşam üzeri gidip aldık Efes' i klinikten. Anestezinin etkisiyle yalpalaya yalpalaya dolaştı bana çişini, Koca' ya kocaman kakasını bıraktıktan ve müdahale edilen yerin kıkırdakta olmasından dolayı biraz hırpani gözükmesinin bizi korkutmaması açıklamasıyla eve döndük. Kulağında iki küpe, bir diren ve boynunda elizabetle iç burkucu görünüyordu. Anestezi etkisinin geçtiğini gece yarısı söylenerek ve homurdanarak beni yataktan zıplattığında ve arka bahçede totom donarken anladım. Daha evvelde elizabet  kullandı suyunu içebildiğini ve yemek yiyebildiğini biliyorum. Lakin bu sefer isyanlarda suyunu sos tavasında ağzının hizasına kaldırtıp, mamayı da tek tek elimle yedirmemi bekliyor:)) Olur tabi neden olmasın dı aaa bir de aşınan kulağını ben çalışırken önüme kaşımam için uzatması ve elimi çektiğim anda kocaman sesiyle bağırması var. Ona da olur dedim, evlat ne yapalım. Küpeler kalacak mı emin değilim kalırsa renkli boyar havalı yaparız diye düşündük Bilge' yle , kesik kulakta bir karizma katar herhalde:)) Şaka bir tarafa çok şükür iyi...


 Emma Reyes' in Dünyaya Açılan Kapı kitabını dinliyorum, garip bir şekilde iyi geldi. Bu kadar trajedi, üstelik gerçek yaşam hikayesi olduğunu bilmek... belki onca acıyı, acımasızlığı anlattığı alaycı dili beni cezbetti, bilemiyorum. 

Kitap Yiyici bitti , fantastik kurgu seven biri olarak kitaptan hiç hoşlanmadım.. Olur bazen böyle.

Yoga ödevlerimi bitirdim, sisteme yükledim. Bir tek fraktal kaldı o da kafa karıştırıcı geldi derken Sinan Canan' ın bir videosuna denk geldim. Sakin kafayla onu bir kez daha  izleyeceğim, sonra toparlarım diye düşünüyorum.
Yeni muhasebe programını şaşırtıcı şekilde sorunsuz kurmayı ve kullanmayı başardım. Düşündüğüm kadar korkunçlu değilmiş. 

Bir de yarın vakit bulup kuaföre gidersem şahane olacak...


Yorumlar

Yorum Gönder