02 Ocak

 Yılın ilk günü kitabımdan kalan son yetmiş sayfayı da okuyup bitirdim.  Yiyun Li ilk kez okuduğum bir yazardı. İş Bankası Çağdaş Edebiyat Dizisi 'nden çıkan bir kitap Kazkafanın Kitabı. 

Fransız taşrasında yaşayan Agnes ve Fabienne nin oyun olarak başlayan ve kitap yazmaya dönen hikayesi önce fantastik ve tekinsiz geldi. Aslında kitap boyunca bu tekinsizlik hissi hep vardı. Yazarın şahane bir hikaye anlatıcısı  olduğu belli. Tüm kitap hikaye minvalinde, gerçek gibi gelmiyor. oldukça ilginç ve iyi bir okumaydı. 

Akşam üzeri de Emilie Pine' ın Kendime Notlar kitabına başladım. Leylakdalım almıştı çok beğendim diyerek. Tabi ki şaşırtmadı, gözlerim acıyana kadar okudum. 

Yılbaşı gecesi her zamankinden sakin geçti. Eve azıcık alkollü gelen ergenimiz, babasıyla birer kadeh şarap içince iyice cilalandı. pek tatlı ve on yaşındaki sevimli haline geri döndü:) Bir yerde okumuştum, "alkol tansının insanlardan özür dileme şeklidir " diye:)) Benim canım hiç içmek istemedi, gece yarısından çok evvel uyuya kaldım ve tam gece yarısından beş dakika sonra uyandım:)) Bir şeyler izlerken tekrar uyumuşum. Dün kimse evden çıkmak istemedi. Yemek masasında bile bir araya gelemedik küçücük evin içinde. Akşam üzeri Koca'yla Efes'i gezmeye çıkarttık, dönüşte ufak bir market ziyaretiyle eve döndük. 

Akşamları yarım saatlik yoga akışları yapmaya karar vermiştim. Planlamadan müziğe bıraktım kendimi, savasanayı (derin dinlenme duruşu) az uzatarak kırk dakikada bitirdim.  Duş, kitap, bebek gibi uyumuşum. Sabah da capcanlı kalktım. 

Bugüne bıraktığım işleri toparladım. Biraz temizlik, çamaşır ve bulaşık makineleri iş başındalar. Hafta sonu aldığım kırmızı pancarları unutmuşum dolapta, onları fırınlayacağım birazdan. Sonrasında Qi-Gong dersi var, kafamda bir şeyler daha var yapmam gereken. Günü yarıladım bile, bakalım neler sığacak...