14 Ocak
Yine zamanı kovaladığım günlerden geçiyorum. Çok şikayetçi değilim ama biraz daha yavaşlamayı tercih ederdim. Hafta sonu şahane bir imza gününe gittim. Sevgili Uğur Deveci' nin yeni öykü kitabı Ateş Ten Gölge ' yi konuştuk. Samimi, duygu yüklü bir söyleşiydi. Öncesinde Leylakdalım' la da görüşme imkanımız oldu, daha ne olsun:)
Han Kang' ın Veda Etmiyorum kitabını bitirdim. Özellikle Nobel ödülünden sonra ilk kitabı Vejeteryan kitabını okuyan insanlar yazarın tarzını sert ve tekinsiz buluyorlar. Diğer kitaplarına haksızlık oluyor bence. O kadar sağlam bir kalemi var ki, hiçbiri birbirine benzemiyor. Özellikle bu kitabı beni çok etkiledi. Böylesi bir kurguyu düşünmek, ilmek ilmek örmek, büyük ustalık. Güney Kore tarihinin en karanlık zamanları, faili meçhuller, katliamlar, toplu mezarlar...
İnsanoğlu dünyanın her yerinde, her zaman inanılmaz vahşi.
Nermin Yıldırım' ın Misafir ininde dinledim. Fena değildi.Okusam sıkılabilirdim, dinlemek bu açıdan iyi oluyor bence. Başka bir tad bırakıyor sizde.
Hava günlerdir yağışlı, böyle havalarda Efes' in rahatsızlığı kendini daha çok hissettiriyor, ne kadar giydirsem de üşütüyor. İnatçı bir de uzun uzun gezmek istiyor yağmur yaş dinlemiyor sıpa.
Korfu üçlemesinin son kitabı Tanrıların Bahçesi ne başladım. İyi geldi bu kasvetli havalarda.
Kulağımda Yırtıcı Kuşlar Zamanı Nevzat Başkomiser, Ali ve Zeynep... o da iyi geldi. Akşamları gezerken eşlik ediyor bana.
Akşama ne pişirmeli sorusu kafamda kaçtım ben, iyi bakın kendinize.
Yorumlar
Yorum Gönder