06 Ocak

Bugün şahane bir tembellik günü yaşadım. Bilge' de evdeydi, ona eşlik ettim gibi. Tüm işlerimi yataktan çıkmadan hallettim neredeyse. Kahvaltıyı geçiştirdim. Sonraki öğünü dışarıdan söylememek için inatlaştım ve bunun sonucunda üç kez bulaşık makinesini çalıştırdım ama hala lavabonun önünde bulaşık olmasına hayret etmekteyim.  Bu tembellikte yuvarlanırken uyumuşum, Efes' te bana uymuş tosur tosur uyurken kız kardeşin telefonuyla uyandım. Saati o ara fark ettim. Giydirdim oğlanı yürüyüşe çıktık. Günler biraz uzamaya başlamış, gezme saatimizi yavaştan yarım saat sonrasına alabileceğimizi fark ettim. Dün gezme sonrası market önünde buluştuğumuz Koca'yla rastladığımız hepsi yakın akraba olduğunu düşündüren köpek sürüsü, aklımın ucundaydı karanlığa kalmayalım telaşıyla birlikte. Caddede mahallenin köpeği Balkız varsa, köpek sürüleri durmuyorlar. Bunlar önde, Balkız arkalarından kovalıyor deli kız. Baktım Balkız caddede, kuyruğunu sallayarak geldi yanıma, ödül mamasını aldı, kulak arkasını kaşıttı, kokladı gitti. O arada marketten çıkan bir adam Efes' e bakarak defalarca "sen çok akıllı bir köpeksin "dedi sanırım onaylamamı bekledi. Umarım havlamaz hazır akıllı denmişken diye içimden  geçirdim. (havlamadı)
Yeni bir sesli kitaba başlama işini yolda yapmamalı. Önce Ahmet Ümit' in Yırtıcı Kuşlar Zamanı' nı açtım, baktım odaklanamıyorum, Nermin Yıldırım külliyatından kalan iki kitaptan (üç müydü? ) Misafir i dinlemeye başladım, baktım karışıyor, yarın sabah tekrar baştan başlarım diyerek, müzik dinledim. 



  Kocaman ağaç gövdesinden  çıkan minnoş bir filiz, sanki oraya birileri tutturuvermiş, kahraman yenidünya ağacının çiçeklerinin şahane kokusunu burnuma taşıyan ama Konuşan Ağaçları pek etkilemeyen rüzgarı ve gösterişsiz gün batımını da arkamıza alarak evimize döndük.

Bal kabaklarını  buhar aparatında pişirip, üzerine tahin ve bal karışımını, onun da üzerine fındık parçalarını ekledim. Bizimkiler tadına bakıp, şekersiz diye burun kıvırdılar. Yaşasın yarın kahve yanına tatlım var:))

Yorumlar