3 Aralık




Aralık ayı geldi, yeni yıl kapıda. Her şeyin muhasebesini yaptığımız bir dönem. 
Ben biraz da eski bir muhasebeci kafasıyla bakıp; gelenleri gidenleri, en çok da kalanları sayıyorum. Aslında böyle yapmam gerekliliğine şartlandığımı, belkide şartlandırıldığımı, yeni yeni anlamaya başladım. Listeler yapıp yanına koyduğum "tik" ler, sanki beni daha iyi, daha akıllı ve daha mutlu bir insan yapacakmış gibi gelirdi bana. Bunun benim açımdan zorlama bir tavır olduğunu ancak şimdi anlıyorum. 
Puan hanemin olmadığı, hiçbir  şey yapmamanında bir seçenek olduğunu bilmek ve o kalıptan çıkmak, çok hafifletici. Bu sefer kendini dinleyip ne yapmak istediğini anlayabiliyorsun. 
Bu yıl daha az kitap okudum, çok az izledim. Daha çok yürüdüm, daha çok ve çeşitli yoga yaptım. Qi-Gong öğrendim, her gün meditasyon yaptım, her gün nefes egzersizi yaptım, her gece ağzımı bantlayıp uyudum. Farkındalık, sinir sistemi ve en çok da anatomi üzerine okumalar yaptım. Suluboyanın yanında bu yıl en çok art liner kullandım ve bir dolu çizim yaptım. Yıl boyunca ayda bir kez terapiye gittim. Haftada bir mindffulness derslerine girdim. Kendime sarılıp, omuz başlarıma öpücük kondurmayı öğrendim. 
Kötü şeylerin karşısında güçlü olmama gerek olmadığını, yok ya da hiç olmamış gibi yapmanın kendime yapabileceğim en büyük kötülük olduğunu ve tanık olma halini deneyimledim, deneyimlemeye devam ediyorum. Bu hali sevdim. Bazı günler iyi, bazı günler kötü ama günlerin tanığı benim. Bu yılı uğurlarken kendime kocaman bir "aferin " diyorum, bunu yüksek sesle yüzüme gururlu bir tebessüm yerleştiriyor. 

Bu yıl ki envanterim böyle olsun.

Fotoğraftaki kırmızı gülü önce yapma zannettik, canlı olduğunu fark ettik. Buz gibi karlı bir günde, hangi hışımla atıldı yere bilmiyorum. Yanımdaki arkadaşım yerden kaldırıp bir kenara koydu. En azından köpekler işemesin üzerine dedik...

Yorumlar