20 Aralık
Dün işlerimi bitirip elime kitabımı aldım, birkaç sayfadan sonra uyumuşum. Eskiden hiç sevmezdim gündüz uykusunu, başım ağrırdı uyanınca. Uzun zamandır keyifli bir hal oldu bu uykudan ziyade "iç geçmeler" hali :)) Bazen on dakika, en fazla yarım saat kadar. Uyanınca sanırsın saatlerce uyumuşum. Capcanlı, enerji yüklenmiş bir hal yani... Kahvemi dönünce içmeye karar verip Efes' le çıktık. Kulağımda "Unutma Beni Apartmanı" yolumuzun üzerindeki sokakta kedi kavgasına denk gelince, hemen yolumuzu değiştirdik. Kim vurduya gitmek ya da Niyazi olmak korkusuyla sıvıştık oradan.
Alt sokaktan yürüdük, ağaçlarda tohum zarflarına denk gelince hemen cebime atıyorum. Ihlamur, zakkum, adını bilmediğim bir şeyler, meşe palamutları.
Tadilatlara doyamadıkları bir binanın önünden geçerken Efes' te ben de dönüp bir daha baktık. Daha evvel gördüğüm yok canım ne işi var burada dediğim yeni diktikleri zeytin ağacını sarmış sarmalamış, hatta mumyalamaktan hallice yapmışlardı. Fotoğraf çekemedim, güvenlik işkillendi bizden:)
Yolu bira daha uzatıp döndük eve. Kahvemi yaptım Moskova' da Bir Beyfendi dizisininden bir bölüm daha izledim. İki bölüm kaldı, bitmesin istiyorum.
Yeni bir kitap seçtim kitaplıktan. Yiyun Li' sin Kazkafa' nın Kitabı ilginç bir okuma olacak hissi var içimde.
Efes'in kıyafetlerini koyduğum banyodaki dolapta su kaçağı olduğunu fark ettim. Tüm kıyafetlerini yıkadım. Kurutmalık dolu olduğu için evin her bir yanına dağıttım giysileri. Sabah kurumuşlardı, az evvel topladım. Yeni bir yer ayarlayayım.
Kahvaltı bulaşıkları tezgahta, birazdan Hatha yoga dersim var. Sonra "hayırlı cumalar "furyası, akşamı yaparız. İyi bakın kendinize.
Yorumlar
Yorum Gönder