06 Şubat


 Dün akşam katıldığım online yoga dersini veren hocanın, derslerine uzun zamandır katılıyorum. Hep mesafeli, hep soğuk bir hali vardır, ama işinin ehlidir. Pek spiritüel bir dili ve tavrı yoktur, bu hali de bana hep güven verir. Ders başlarında biraz konuşur, bir tema üzerinden bilgi paylaşır. Dün oturduk ve yarın altı şubat dedi, ilk kez sesinin titrediğini duydum. Depremden, acılardan, korkunç siyasi tavırdan ve deprem bölgesinde uzun süre haber alamayıp sonra konuşabildiği bir öğrencisinden bahsetti. Dün akşamki derste o öğrencisi de vardı. Çocuklarıyla Ankara' ya taşınmışlar, eşi hala o bölgedeymiş iş sebebiyle. Konuşmak istemedi, yüzündeki hüzün her şeyi anlatıyordu zaten. 

İnsan sanıyor ki acı her bedende aşağı yukarı aynı izi bırakıyor. Adına insanlık, vicdan, haysiyet dediğimiz her şeyin tanımı ve sınırları birilerince tekrar onlara göre çiziliyor. Nefret etmemek çok zor, öfkelenmemek imkansız. Tüm bunlara rağmen, taşların katılığına inat, etrafını çevreleyen minik yeşil canlılar  gibiyiz. Az olmamız, yok olduğumuz anlamına gelmiyor. Evet varız, varım. Benim gibi insanların var olduğunu biliyorum. 

Yorumlar