10 Şubat

Bilge'yle dün akşam tiyatroya gittik. Şinasi Sahnesi'n de Holden'in Külkedileri oyununu izledik.
Salon kalabalıktı. Yerimize oturduk, ışıklar kapandı ve oyun başladı. İki kadın oyuncu o kadar iyiydi ki, erkek oyuncu gölgede mi kaldı yoksa iyi değil miydi bilemiyorum. Tüylerim diken diken izledim. Güzeldi, bir tek şarkı söylemeseler iyi olurdu diye düşündüm. Ses düzeni iyi değildi.  Oyununun sonuna doğru kocaman bir kırılma sesiyle ışıklar sahnede kadınların üzerine doğrulurken arka sıradan bir adan-m sesi "ne oluyor be " dediğini duydum, koltuğumda zıplarken. Benim oturduğum sıradan arkaya çevrilen kafaları görünce, bu sesi bir tek benim duymadığımı anladım:)Komikti halimiz:) Çıkışta yürüdük Bilge' yle, oyundan bahsettik. Hemfikir döndük eve. Özlemişim. Oyunun etkisi gözlerim kapanana kadar üzerimdeydi. Sabaha kadar deliksiz uyumuşum. Sabah rutini, kahvaltı, yürüyüş derken, yüklendim her şeyi attım kendimi sokağa. Sakin bir kafeye oturdum. Hazırlamam gereken bir iş vardı, çalışmaya çalıştım. Ah hiç sevmiyorum bu hali, olmadı da zaten. Toparlandım cadde boyunca yürüdüm. Efes'e kemik filan aldım. Kasada ki kızla göz göze geldik. İyi miyim diye sordu. Teşekkür ettim, aldıklarımı toparlayıp eve geldim. Bilge bu akşam da arkadaşıyla Küçük Tiyatro' ya gidecekmiş. Olur mu dedi. Olur tabi niye olmasın...

Yorumlar