14 Şubat


 Dün akşam bir türlü ısınamadım. Her bir yanım dökülüyor gibiydi. Sıcak su torbası yaptım, ayaklarımdan yayılan ısı beni çok rahatlattı. Uyumuş kalmışım. Sabah güzel uyandım, azıcık kitap okudum 07:0/07:30 arası online bir grupla meditasyon yaptım. Kapatırken fark ettim altmış kişi kadardık:) hoşuma gitti.

Kahvaltıyı hazırlayıp geçtim masaya, en önce Efes geldi. Sonra evin asilleri teşrif ettiler sofraya. Kalkarlarken tabaklarını bulaşık makinesine koymalarını rica ettim ve Efes' i giydirip onlardan evvel çıktım evden. Yağmur yağıyordu usulca. Kulaklıklarımı taktım, çalma listemde şu şarkıyı seçtim oh mis... Yokuşu aştığımız sırada yanımızdan  düt diyerek giden Koca' ya ve Bilge' ye el salladım. Sonra şarkının başına döndüm. Tekrar dinledim, tekrar..., ne  müzik ne güzel tutkulu bi şey diye düşündüm. Koca' yı aradım, şarkıda ki solo gitarın elektro gitar olup olmadığını sordum. Hık mık bilmem ki filan dedi, kesin anladı niyetimi. Ben elektro gitar istiyorum dedim. Evdeki klasik gitarı çal önce dedi, ama o vınnnnnlamıyor dedim, bir sürü bi şey dedi. Şahane plan yaptım, uzmanlık işi bitsin Bilge' nin piyano öğretmeniyle konuşacağım,  deneme dersi alırım aklıma yatarsa, kendi elektromu kendim alırım ( ya da basımı emin olamadım).
Böyle düşünürken limoni servide açılmış kozalakları gördüm. İki tanesini koparttım avcumun içinde sıkıştırıp ovaladım. Sonra kokladım... mis gibi çam kokusu, yağmur kokusu ve toprak kokusu....

Eve dönüş yolunda Efes kestirmeden camiye yöneldi. Sahiden caminin bahçesinden geçebileceğiniz bir kestirme var. Biz bu yolu çok nadir, sokak köpeklerinden filan kaçarken kullanıyoruz.  Ama caminin imamı çok suratsız, Efes' te eceli gelen köpek misali tövbeler olsun işemeye kalkıyor sağa sola bahçe sonuçta diyor galiba, hiç almayalım canım dedim. O ara imam efendiyi gördüm, günaydın dedim, başıyla cevap verdi.  Sahiden hiç nur yüzlü din adamı görmedim. Bir tek Bartholomeos var pamuk gibi, Noel Baba gibi sevimli, başka da varsa ben bilmiyorum. 

Yazı uzadıkça uzayıp, dipsiz kuyulara doğru gidiyor. hem sizi, hem kendimi bu sürüklenmeden kurtarıyorum. Dünyanın en güzel öykülerini okumanız dileğiyle 14 şubatınızı kutluyorum...

Yorumlar