1 Eylül Çarşamba


 Ağustos ayı için rüzgar gibi geçti desem yerinde olur. Okul hazırlığı, Bilge' nın ilk doz aşı olması, kısa da olsa Antalya seyahati... yüzgeçleri çıkmadan Efes' i, buharlaşmadan kendimizi bozkır topraklarına getirdik. Deniz çok güzeldi, erkenden gittiğimiz için dışarısı serin, su sıcacıktı. Şansımıza keyif kaçıran kimse yoktu. Efes bu yıl dalmayı da öğrenerek beni şok etti.

Dönüşte teyzemlerin bahçesine uğradık. Fotoğraf oradan, çimler yeni sulanmıştı. Ağacın gölgesinde, ayaklarımız çimlerde tüm yolun yorgunluğu gitti.

Bahçeden nevalemizi de yüklenip evimize geldik. Adaçayı ve biberiye toplamıştım. Kurusunlar diye balkona koydum. Balkon mis gibi kokuyor. 

Sabahta yagmur yağdı, bizimkiler sabah gezmesine çıkmışlardı. Sırılsıklam döndüler. Yağmur kokusu, ıslak köpek kokusuna karıştı. 

Sonra ofise gittim, işler yoğundu ne havayı ne etrafı fark ettim. Telefon kulağıma yapıştı...

Öğleden sonra eve döndüm. Yemek, çamaşır, temizlik...Halılar yıkamacıdan gelmişti, onları serdim. Efes itinayla hepsinin üzerinde tepindi( seviyor temiz şeyleri) 

Çamaşırları sersin diye Bilge' ye, eşyalarını sağda solda bırakmasın diye Koca' ya gavladım. 

Aklıma burası düştü, yazmaya başladım, iyi geldi...


Yorumlar