08 Ocak


 Hafta sonu yoga uzmanlık eğitiminin üçüncü buluşması vardı. Öğlene kadar matın üzerinde pratik, öğleden sonra akşama kadar teori dersleri, bana öğrenmenin sınırı olmadığını bir kez daha öğretti. Ben oldum diye bir şey yok, belki de en keyifli yanı burası. Tabi ki yoruldum, hatta bu akşam da başka bir dersim var kaytarsam mı diye düşünmedim değil. Yorgunluğun üzerine, biraz daha yorulunca patates gibi uyuyorum, sırf bu yüzden derse girilir. (kendimi ikna etmek için böyle bahanelerim var) Bugün de çok pazartesiydi, iki satır okuyacak vaktim bile olmadı. Yollayamadım gitti iki bin yirmi üçü. Bu hafta yollamam lazım:))

Efes'in elizabethini ,Koca söylene söylene çıkarttı. Boynunun altını tahriş etmiş. Uzunca bir konuşma bile yaptı, sakın kulağını kaşıma diye. Baba söyledi ya asla kaşımayacak, salak şey. Yaralı kulağını kıpır kıpır oynatabiliyor, diğer kulak sabit kalırken:))Yarın kontrole gideceğiz.
Akşam gezmesinde sekiz on köpeklik bir sürüye denk geldik. Binadan bir komşumuz köpeklerle aramıza tombik gövdesizi siper etti, Efes' e de bir taraftan söylendi bağırmasana dürzü kalabalıklar görmüyon mu dedi:)) Dönüşte gitmişlerdir demiştik ama hala aynı yerde duruyorlardı, Arkadaşlarımızdan biri elindeki ultrasonik köpek kovucuyla  bize bir süre eşlik etti. Eve kazasız belasız geldik.
Cuma günü Bilge' yle birlikte yemek yedik, fotoğrafı o ara çektim. Gökyüzü yine içimi ferahlattı.
Güzel bir hafta olsun.

Yorumlar