13 Ocak


 Yaşasın hafta sonu geldi. Havanın iyice soğumasıyla evlerin bizi sarıp sarmaladığı zamanlara geldik. Dün dolaşırken büyükçe bir marketten çay demleme topu aldım, cam çaydanlıklarıma uygun bir aparat bulamıyordum, görünce nasıl sevindim. Raflarda bir de bergamutlu yeşıl cay gördüm,  yaprak seklinde. Bergamutun kokusunun yeşil  çayın buruk tadını kırışı ve tadı yumusatmasını düşünürken buldum kendimi. Attım onu da sepete, iki pakette pastil aldım. Bilge eve geldi yine öksürüyor, bu döngüyü anaokulunda yasamıştık. Tam iyileşti derken tekrar hasta olup dururdu. Çay, çorba, pastil çemberinde yuvarlanırken Hakan Bıçakçı' nın Boş Zaman kitabını bitirdim. Yazarın öykülerini mi yoksa novellerini mi seviyorum diye düşündüm.Böyle bir genelleme yapamayacağım bir yazar olduğuna karar verdim. Sonu biraz karmaşık gelse de, kitap iyiydi.

Sabahki yoga dersim iptal olmuş, serdim matımı kendi akışımda biraz yoga yaptım. Gerçi matı serdigim anda Efes iki seksen mata yatıyor:) ben de yanına yeni bir mat serip devam ediyorum. Bu sabahta aynı şeyleri yaşadık. Sonrası azıcık temizlik, duş derken Bilge geldi. Hafif bir yemek yedik, sonra yüklenip kitaplarımızı filan kahve/ tatlı sakin bir kafeye geldik. Ben ödevimi yapacağım Bilge de çizim yapıyor.
Keyifli bir hafta sonu olsun...


Yorumlar